Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bu dosya kapanmaz

Bu dosya kapanmaz

Dualarla andığımız Muhsin Yazıcıoğlu...
Her an aramızda ve de kalbimizde.
Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen olay kamu vicdanını rahatlatacak nitelikte hâlâ aydınlanamadı. Keş Dağı faciasında hâlâ kara gedikler var...
Nasıl iştir ki giden gidiyor...
Dün Eşref Bitlis Paşa gitti.
Bir başka gün Recep Yazıcıoğlu.
Şimdi de Muhsin Başkan...
Eşref Paşa’nın dosyasını okuduğumda orada gördüğüm hadise ilginçti.
Uçağın donmayı önleyen aletleri havada arızalanmış.
Yeni uçak.
Sözde garantili.
Buna rağmen arızalanmış.
Arızalanır, çünkü uçağın bakımını İsrail teknisyenleri yapıyormuş...
Devre arkadaşım merhum Recep Yazıcıoğlu’nun düz yoldaki kazası da bir muamma. Düz yolda seyreden aracın ancak frenleri kilitlenebilirdi.
Bu kilitlenme bir bilgisayar oyunu mu?
Yoksa ne?..
1986 yılında Abant yakınlarında Kenal Evren’in yaveri Albay Cevat’ın da helikopteri düşmüştü. Kaza yerini haber veren köylü Kenan Evren’in yaverine hediye etmiş olduğu cep saati çalınca iş yargıya intikal etti. Bu yargılamada bulundum.
Onun da üzerinde fazla durulmadı.
Şimdi de Keş Dağı faciası.
Önümde olayla ilgili bilirkişi raporları, olay tutanakları var...
Ulaştırma Bakanlığı kazayı bilirkişilere inceletmiş ama yetmiyor.
Kafalardaki sorular hâlâ muallakta.
Raporlar facianın bir kaza olduğu yönünde görüş bildirmiş olsalar da derinliğine olaya baktığımızda, kazanın öylesine rastlamak oldukça tuhaf.
Bir partinin genel başkanını taşıyan helikopter Kahramanmaraş havaalanından kalkıyor, ama kimseler bu helikoptere ileride yoğun sis olduğunu söylemiyor.
Git diyor, yolun açık olsun!
Pilot da her kalkışta hem kalkış izni alıyor, hem de hava raporunu.
Ama bu uçuşta ne kalkış izni var, ne de hava raporu.
Kahramanmaraş havaalanı sanki gelgeç hanı...
İstense, izinsiz o havaalanından hiçbir uçak kalkamaz, ama Muhsin Başkan’ınki nasıl kalkmış? Pilot güya havalandıktan sonra merkeze haber vermiş...
O ana kadar pilota ne olmuş?
Her kalkışta usulleri yerine getiren pilota bu sefer ne olmuş?
Hele de kaza sonrası çelişkili haberler.
Merhumun yara alıp hastanede olduğu haberi kasıt mı, yoksa ihmal mi?
Bu haber nereden kotarılmış, nereden vizyona konulmuş?
Kaza sonrası olay yerine bir türlü ulaşılamama şoku.
Hangi çağda yaşıyoruz?
Kapalı telefonlara bile ulaşabilen teknoloji, helikopter içerisinde bulunanların her birisinde cep telefonu olduğu halde teknik kaza mahalline ulaşamıyor.
Yerler beton, gökler demir olmuş...
Şüphesiz her şey kader kalemiyle yazılır.
Kadere karşı gelmek haddimize değil ama yine sebepler var...
Kem gözler, kirli eller, pusuda bekleyen hainler...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi