MHP ne yapmak istiyor?
Anayasa taslağı bu hafta netleşerek meclise sunulacak. Hükümet neredeyse bütün partileri sivil toplum kuruluşlarını gezerek onların kanaatlerini aldı. Bu kanaatler istikametinde taslakta bazı değişiklikler olabilir.
Mesela parti kapatmalarla ilgili düzenleme değişebilir. AYM üyelerinin seçiminde Cumhurbaşkanı kontenjanı azaltılarak meclisin etkisi artırılabilir. Ki doğrusunun da bu olduğunu kanaatindeyi. parlementer siastemlerde Cumhurbaşkanı değil, meclis güçlendirilir. TBMM anayasa mahkemesi üyelerinin en az 7-8 tanesini seçebilmelidir.
Mecliste MHP’nin bir defa daha CHP ile beraber hareket edeceği anlaşılıyor. Doğrusu başörtüsü düzenlemesine destek veren, siyasallaşmış yargının en çok acısını çeken MHP'nin bu düzenlemeye destek vereceğini düşünüyordum.
Ama yanılmışım. Şimdi Bölükbaşı'na isnat edilen başörtü düzenlemesi ile AK Parti'yi tuzağa düşürdük sözü üzerinde daha ciddiyetle durmak gerekiyor. Hatırlanacağı üzere baş örtüsü değişikliği üzerine AK Parti'ye kapatma davası açılmış, MHP'li deniz Bölükbaşı’nın AK Parti'yi tuzağa düşürdük dediği bazı gazetelerde birinci haber olarak verilmişti. MHP bu düzenlemelerde samimi olsa bugün Anayasa değişikliğini en hararetle destekleyen parti olurdu. İki yıl önce desteklediği bir değişikliğe bugün karşı çıkması o zaman ki tavrının yasağı ortadan kaldırmak için değil, AK Parti'yi Anayasa mahkemesinin önüne atmak için olduğunu gösteriyor.
MHP liderinin ileri sürdüğü argümanların hiç biri yerinde değil. Bu meclis değil sonraki meclis yapsın itirazı içinde hiçbir haklılık anlamı taşımıyor. Bilakis düzenlemelerin doğru olduğu, ama MHP'nin entipüften bir sebeple karşı olduğu anlamına geliyor.
Bahçeli ne kadar itiraz ederse etsin aşırı politize olmuş, gözü partiden başka bir şey görmeyenlerin dışında kimseyi ikna edemez. Nitekim birebir görüştüğüm, MHP'den milletvekili adayı da olmuş bir çok kişi, taslak referanduma sunulduğu takdirde destek olacaklarını söylediler.
Bahçeli’nin bu tavrı en çok yıllardır MHP gençliğini derinlerle irtibatlandırmaya çalışanların işine yarıyor. Bir parti hem darbe mağduru hem de darbe anayasasının savunucusu nasıl olur. Başınızdan bir yere bağlı değilseniz böyle bir şey asla olmaz. Zamanında binlerce gencin duygularıyla hayalleriyle oynandı. Gencecik çocuklar ateş hattına sürüldüler. Hapishanelerde işkencehanelerde ömür çürüttüler. Şimdi onlara bu hayatı reva görenler MHP tarafından korunuyor.
Eski Ceza kanununda dava zamanaşımı 20 yıl, ceza zamanaşımı 30 yıldı. Dava zamanaşımı arada kesintilerin durmaların olması halinde en fazla 30 yıla çıkabiliyor. Önümüzdeki Eylül ayında bu 30 yıllık süre dolacak. Artık anayasa'nın geçici 15. maddesi değişse bile kimse Evren ve avenelerini yargılayamayacak. MHP işte bunun için anayasa değişikliklerini bu meclis değil sonraki meclis yapsın diyor. 12 eylülcüler zamanaşımına uğradıktan sonra, Evren ve arkadaşiları yargılanamaz hale geldikten sonra MHP anayasayı değiştirecek. Ondan sonra değişse, nolur değişmese nolur? Şimdi anladınız mı MHP'nin niye ayak sürçtüğünü?