Milletin devleti mi, CHP'nin devleti mi?
Şu Anayasa taslağı bazı sözde demokratları, milliyetçileri tanımada bir kimya kağıdı oldu.AKP düşmanlığı gözleri, gönülleri öylesine karartmış ki doğru yanlış ayırımı yapmadan AK partinin yaptığı her şeye karşı çıkmak marifet sayılıyor.
Taslakla ilgili eleştirilerin hiç biri ikna edici değil. Söz gelimi AK partinin yargıyı ele geçireceğini söylüyorlar. Halbuki HSYK üyelerinin seçiminde hükümete veya AK partiye insiyatif verici herhangi bir düzenleme taslakta yok.. Şimdiye kadar sadece Yargıtay ile Danıştay’ın seçtiği HSYK üyelerini, bundan böyle öteki birinci sınıf hakimlerle, diğer ilgili kurumlar seçecek.Yani HSYK nın,Anayasa mahkemesinin kaynağı çeşitleniyor.Türkiye kompozisyonuna uygun hale getiriliyor.Her düşünceden insana bu mahkeme ve kurullara girme imkanı sağlanarak, yüksek mahkemeler üzerindeki ideolojik tekele son veriliyor.
Bundan rahatsız olmak için bu mahkemelere hakim olan zihniyetle beraber olmak lazım.Bahçeli her fırsatta MHP yi aşağılayanlar sıkıştıklarında MHP onların kurtarıcısı olmayacaktır diyor.Bu sözler ideolojik bir tutumdan ziyade psikolojik bir duruma işaret ediyor.MHP lideri Anayasa taslağı karşıtlığını, AKP nin aşağılamalarına bağlayarak, ikna edemediği toplulukları psikolojik ögeleri kullanarak ikna’ya çalışıyor.Bir anlamda tabanının duygu ve hassasiyetleri üzerinden siyaset yapıyor.
En kışkırtıcı,siyaset biçimi de budur.
Kalabalıkları düşünceler değil, heyecanlar harekete geçirir. Düşmanlıklar, çatışmalar kaynağını çoğu zaman çok basit hissi sebeplerden alır.Bu bakımdan kitleler için her zaman tarih matematikten,edebiyat geometriden daha çekicidir.
Oysa duygusal hareket edecek bir dönemde değiliz.
Her zamankinden çok akla, mantığa,sağduyuya ihtiyaç hissettiğimiz bir süreçten geçiyoruz.Kışkırtmaların arkasında süreci baltalayarak, durdurma gayreti yatıyor.CHP iktidarı tehlikeye girdiği her dönem bu kaos siyasetini sürdürmüş,kaybedeceğini anladığı an asker sivil bürokrasiyi devreye sokup, darbelere tutunarak iktidarını devam ettirmiştir.Darbeler bir bakıma, iktidarın CHP nin elinden alınmasına mani olmak için yapılmıştır.
Anayasa’ların uzlaşmayla yapılmasına dair kimi savunmaların arkasında da aynı zihniyet yatıyor. Bugüne kadar uzlaşmayla yapılmış tek bir Anayasa yoktur. Asker CHP ittifakı hiçbir toplumsal talebi dikkate almadan bildiğini okumuş,uzlaşarak değil, toplumla zıtlaşarak Anayasa yapmışlardır.
CHP ile uzlaşmak mümkün olmadığı için uzlaşma taleplerinin arkasında hep ipe un serme düşüncesi vardır.Uzlaşalım diyenler CHP ile uzlaşmanın yolunu göstersinler bakalım. Bir nöbetçi hakimin bir haftada balyoz davasını ne hale getirdiğini bütün Türkiye gördü. Böyle bir Yargı’ya neşter vurmak için birilerinden icazet almaya gerek var mı? Ortada kanserli bir hasta var, hastayı tedavi etmek yerine metot ve usul tartışmalarıyla vakit geçirmek doğru bir tavır değil. Bu hasta gevezelik yaparak iyileşmez, gecikmeden müdahale etmek lazım.Milleti CHP ve onun paralel kuruluşlarının merhametine insafına terk etmek ilelebet demokrasiyi unutmak demektir.28 Şubat’ın devamını isteyen bir parti ve Yargı erki ile Türkiye çağı yakalayamaz.CHP nin, darbecilerin,yargı bürokrasisinin devleti mi olacağız, milletin devleti mi olacağız. Bütün mesele budur.Milletin devleti olacaksak CHP nin devleti olmak için tanzim edilmiş bu Anayasa’dan kurtulmamız şarttır.