Ahmet Varol

Ahmet Varol

Sandıklar ve Namlular

Sandıklar ve Namlular

İslâm âleminde bir yandan seçimler yapılırken bir yandan da insanlar tercihlerini meydanlara çıkarak ortaya koymaya çalışıyorlar. Meydanlara çıkanlar bazen devletin güvenlik güçlerinin resmî şiddetiyle karşı karşıya kalınca kendileri de şiddete başvuruyor ve bu kez iradelerini ellerine aldıkları silahların namlularından çıkan mermilerle ifade etmeye çalışıyorlar.
Irak’ta seçim sonrasında oluşan siyasi aritmetiğin hükümete nasıl yansıyacağının tartışıldığı, Sudan’da seçim için hazırlıklarda son merhaleye gelindiği ve cumhurbaşkanı el-Beşir’e bu konuda da muhtelif suçlamaların yöneltildiği bir dönemde Kırgızistan’da iktidarı deviren bir toplumsal patlama oldu.
Kırgızistan bundan beş yıl önce yani 2005 yılında kadife devrimler olarak adlandırılan küçük çaplı kitlesel hareketlenmelerle yönetim değişikliğinin yapıldığı ülkeler listesine girmişti. Böyle bir darbeye elverişli olması da sosyalist rejimin çökmesinden sonra Asker Akayev’in kurduğu sistemin bir baskı, zulüm ve rant sistemi olmasından kaynaklanıyordu. Biz o zaman Kırgızistan’ın durumu hakkında bilgi veren ve kadife devrimlere sahne olan ülkeler silsilesine bu ülkenin de girmesi hakkında değerlendirme yapan bir yazı yazmıştık. O yazımızı web sitemizde (www.vahdet.com.tr) bulabilirsiniz.
Asker Akayev yönetiminin küçük çaplı sallantıyla düşürülmesinden sonra iş başına gelen kadro da uluslararası mafyanın ve finans sektörünün desteğiyle iktidara geçtiğinden, onların kurduğu sistem de bir rant sistemi oldu. Halkın beklentilerine cevap veremeyeceği baştan belliydi ve öyle oldu. Halkın tepkilerini kontrol altında tutabilmek için yeni yönetim de eskisi gibi özellikle istihbarat mekanizmasını iyi çalıştırdı. Ama istihbarat yönetime her ne kadar toplumsal hareketlenmelerden erken haberdar olma imkânı veriyorsa da sürekli içe atılan tepkilerin önüne geçemiyor ve bu tepkiler bir anda toplumsal patlamaya dönüştüğünde de artık önüne geçmesi mümkün olmuyor. Kırgızistan’da 7 Nisan 2010 Çarşamba günü patlak veren olaylar işte böyle bir patlamadır ve kadife devrimin hükümeti İçişleri Bakanını kurban vermesine rağmen önünde duramamıştır. Cumhurbaşkanının ve onun rant kadrosunun da durması mümkün değildir.
Biz inşallah Kırgızistan olaylarını ve gerçekleşen hadiseler sonrasında ortaya çıkan durumu ayrıca değerlendireceğiz. Bu arada benzer bir kadife devrimle iş başına gelen Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’nin de benzer bir tehlikeyle karşı karşıya gelmesi ihtimalinin bulunduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Saakaşvili’nin avantajı Avrupa Birliği’ni arkasına alması ve ondan ekonomik destek almasıdır. Ama artık kendi üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamakta bile bayağı zorlanan Avrupa Birliği üyeliğe hazırladığı ülkelere destekte beklentiye ne kadar cevap verebilir bilmiyoruz.
Bu arada tabii ki rant rejimlerine karşı gerçekleşen toplumsal patlamalarla aynı kategoriye sokamayacağımız; masum insanların hedef alındığı korkunç patlamalar ve bombalamalar devam ediyor. Henüz arkalarında duran karanlık ellerin keşfedilemediği bu korkunç patlamalardan da gündemdeki hadiseler çerçevesinde söz etmek istiyoruz.
Somali ne yazık ki henüz istikrara kavuşamadı. Son günlerde yeniden bombalamalar gerçekleştirildi ve onlarca insan hayatını kaybetti. Bu bombalamalar Somali’de istikrarlı bir yapının oturtulmasının önüne geçtiği gibi halkın güven ve huzura kavuşmasını da engelliyor. Bu tür eylemler sadece “benim hesaplarıma ve çıkarlarıma uygun bir yapı oturtulamayacaksa hiçbir şekilde güvenli ve istikrarlı yapı kurulmasın” diyen sömürgeci güçlerin hesabına yarıyor.
Aynı şey Irak’ta gerçekleştirilen ve sivil kalabalıkların hedef alındığı bombalamalar için de geçerlidir. Irak’ta bir yandan seçim sonrası durum tartışılırken diğer tarafta bombalar patlamaya devam ediyor ve son günlerde birçok bombalama eylemi gerçekleştirildi. Bunlardan bazılarında yabancı ülkelerin sefaretleri, bazılarında tamamen sivil kalabalıklar hedef alındı ve yine onlarca insan hayatını kaybetti. Yabancı temsilciliklerin hedef alındığı bombalamaları da onaylamak mümkün olmamakla birlikte buralarda zarar görenlerin çoğunun da yine Irak halkının mensupları olduğunu hatırlatmak gerekir.
Somali ve Irak’taki bombalamalarla eş zamanlı olarak Pakistan’da da yine sivil kalabalıkların zarar gördüğü ve büyük can kaybına yol açan patlamalar gerçekleştirildi. Pakistan’daki patlamaların tam da Afganistan’da direnişçilerin işgal güçlerine ağır darbeler vurduğu bir zamana denk getirilmesi düşündürücüydü. Arka planda neler olduğunun ortaya çıkarılması için Pakistan güvenlik teşkilatının daha sıkı çalışma yapması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi