R. Özdenören

R. Özdenören

Hangisi matlup: Hukukça tasarruf etmek mi, yasa değiştirmek mi?

Hangisi matlup: Hukukça tasarruf etmek mi, yasa değiştirmek mi?

Bu ülkede bazıları 1839'dan bu yana Batı'yı taklit etmeye çaba gösteriyor. Batı'ya benzemeyi kendine hedef seçmiş görünüyor. Fakat bu tercih acaba ne ölçüde doğru ve geçerli olabilirdi? O günden bu yana geçen süreyi düşündüğümüzde bu hedefe ne kadar yaklaşıldığının hesabını yaparak bir sonuca ulaşmamız mümkündür.

Halen demokrasi uğruna verilen savaşta ayak direyenlerin var olduğu ve bu direncin aslında küçümsenmemesi gerektiği düşünülürse, Batı hedefine ne kadar yaklaşıldığını kestirmek kolaydır. Üstelik ayak direyenler bu ülkede Batılı olmayı kendine bir hayat tarzı olarak seçtiği iddiasını taşıyanlar arasından çıkıyor.

Batıya benzeme çabasının mantığı isabetli miydi? Bu mantık doğru muydu? İnsan, bir yandan kendisi olarak kalmayı sürdürürken, bir yandan da bir başkası olmayı başarabilir mi?

Kültürler ve uygarlıklar için de durum benzer biçimde tezahür eder. Bir kültürü, bir uygarlığı tecessüm ettiren temel manevî ve maddî değerler aynı bırakılmak suretiyle, o kültürün ve o uygarlığın genleriyle oynayarak onu değiştirmeye çalışmak ne kadar doğru olabilir ve ne kadar gerçekçi ve isabetli sonuç alınabilir?

Bu yüzden biz, Batı'yı eleştirmeye son kerte önem verdik. Bu eleştiriyi belki yer yer abartılı sayanlar çıkabilir. Ancak Batı'nın eleştirilebileceğinin bir kez olsun gösterilmesi gerekliydi. Biz onu eleştirmeye muktedir olabilirsek onu içten kavramanın yolunu da açmaya teşebbüs etmiş sayılırız. Aslında, onu anlamadan onu benimsemenin ve reddetmenin yolu kapalı kalır. Batıyı kavramadan onun yaptığını yapmaya çabalamak aslında onu taklit etmekten başka bir geçide yol vermez. Oysa maksat, Batı'yı tasarruf etmenin yolunu açmak olmalı...

Batı'nın ilmini tasarruf etmekle onu taklit etmek farklı şeydir.

Yasa ne olursa olsun, onu hukukun ruhuna uygun olarak tasarruf etmekle, yasayı motamot uygulamak gene farklıdır.

Evet, yasaların veya anayasanın değiştirilmesi hususunda gösterilen irade bir şeydir, fakat yasanın lafızları ne kadar değiştirilirse değiştirilsin, eğer kafa yapısını değiştirmek mümkün olmuyorsa, yasanın bir başına değiştirilmesi fazlaca bir anlam taşımaz. İşte bu yüzden yasaların Batı standartlarına uygun olmasını sağlamak bir başına fazlaca işe yaramayabilir diyoruz.

İlkin kafamızın hukuka uygun bir telakki tarzına açık hale getirilmesi gerekiyor. Bu sonuç, her zaman hukuk tahsili ile bile mümkün olmayabilir. Nitekim ekranlarda hukuk profesörü olmuş birilerini görüyoruz, onun kafasında hukuk bir yanda, kendi keyfî anlayışı bir başka yanda bir keşmekeş yaşanıyor...

Başa dönersek, Batıyı kendi kültürümüzde içselleştirmek başkadır; onun içinde yitip gitmeyi hedef almak daha başka bir şeydir.

Biz elimizdeki yasayı hukuka uygun düşen bir kafa yapısıyla yorumlayabilsek, aslında yeni bir yasa yapmaya ihtiyaç kalmazdı. Bazı kurullar hukuka uygun bir tarzda karar alacak olsa, eldeki yasalar buna mani değildi.

Ancak bu ülkede, yasayı değiştirmeden kafayı değiştirmenin mümkün olmadığı kabilinden bir uygulamanın içinde bulunduğumuz da bir gerçekliktir. Batılılaşma serencamımız da aynı istikamette seyretmektedir. Yazık ki, öyledir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
R. Özdenören Arşivi