Şehitlik ve Genel Kurmay Başkanı
Genel kurmay başkanı Büyükanıt, kendisini çok duygulandıran bir olayı, bir Tv kanalına anlatmış:” Bir süre önce Haymana ilçemizin bir köyünde şehit töreni vardı. Arkadaşlarımızla birlikte gittik. şehit olan, ailenin tek erkek çocuğu... Defin işlemi yapıldı. Şehidimizin tabutu üzerine koyduğumuz bayrağı babaya hediye ettik. O anda bayrağı havaya kaldırdı, 'Ne mutlu bana ben şehit babasıyım', dedi. Bunu acaba dünyada hangi ülkenin ferdi söyleyebilir? Annesine taziyeye gittik, çok kendinde değildi, elini öptüm annesinin ki yaşının benden küçük olduğunu tahmin ediyorum. O resim basında yer aldı. Basında yer alınca bazı muhabirler tekrar köye gitmişler, annesiyle konuşmuşlar. 'Komutan elinizi öptü, ne hissettiniz?' diye sormuşlar. Demiş ki 'Benim elimi öperken ben kendimde değildim, yoksa ben kendimde olsam elimi öptürür müyüm, ben onun elini öperdim.' Bakın, bu yüksek bir ruh halidir. Milletimizin o fertlerini oralarda görmek mümkün, onlar çok temiz Anadolu insanı, Türk milletinin fertleri. Buna benzer çok şey yaşadım, bu da bizim milletimize duyduğumuz hayranlığı, şevkimizi, gücümüzü veren bir kaynak olarak mütalaa ediyorum.''
Büyükanıt’ın anlattığı olay hemen,hemen tüm şehit ailelerinin ortak yanı.
Bu ülkede İslam imanıyla donanmış herkes, şehitliğin en yüksek mertebelerden biri olduğuna inanır.Bu inancın kaynağı hiç şüphesiz İslam dinidir.
Kuran onların ölmediğini diri olduğunu söyler, bunun için insanımız bu düsturu şehitler ölmez diye formüle etmiştir.
Yüce peygamber şehitliğin en büyük makamlardan biri olduğunu belirtmiş,”Hiçbir şehit yoktur ki peygamberi görmeden ruhunu teslim etsin” buyurmuşlardır..
Mehmet Akif’in, “ ey şehit oğlu şehit bekleme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor peygamber” mısrası bu hadisin açılımından, şiirleştirilmesinden başka bir şey değildir.Şehitler, aziz ruhlarını teslim etmeden önce mutlaka Allah Resulünü görme şerefine ererler.
Türk milleti de bu üstün inancın, bu derin imanın mensubudur.Şehitliği bir yok oluş, heba oluş olarak görmemiş,Allah’a varış’ın en şerefli şekillerinden biri olarak görmüş, tarih boyunca verdiği milyonlarca şehitle de şehit millet payesine hak kazanmıştır.
Büyükanıt Paşa’nın gözlerini yaşartan, yüksek ruh hali diye ifade ettiği bu yüksek ahlakın sebebi İslam’dır. Allah inancı, ahiret inancı olmadan şehitlik, gazilik olmaz.Milletimizin bu vasfını alkışlarken ona bu seciyeyi kazandıran İslam’ın etkisini görmemek olmaz.
Yazık ki uzun zamandır bu topraklarda tutunmamıza, aynı kazanda pişip millet olmamıza,vatan için ölümü düğün-bayram bilmemize vesile olan bu üstün inanç,hoyratça aşağılanmakta,irtica ile özdeşleştirilmekte, bazı çevreler tarafından düşmanca tutumların muhatabı olmaktadır.
Bu millet bu topraklarda asırlarca tutunabildi, direnebildiyse bunun en önemli sebebi İslam’dır.
İnsan hayat hiçbir fani, hiçbir dünyevi menfaat için böyle kolayca feda edilemez. Ancak dindir ki, hayatı, karşılığında verilen daha değerli uhrevi ödüller karşılığında feda etmeye insanı ikna edebilir.
Dini hayattan kovar, böyle hoyratça hırpalar,dinsiz, ateist, komunist kadroların ayakları dibine atarsanız, ne vatan kalır ne Türkiye..
Sayın Büyükanıt inşallah o şehit ailelerinin yüksek karekterlerinde bunu da anlamıştır.
Dinsiz bir Millet, asla bu topraklarda tutunamaz!