Diyarbakır’da büyük patlama!..
Diyarbakır’dan indik Ankara’ya, doğru Meclis’e...
Anayasa kavgası var; MHP-CHP koalisyonu, canhıraş “statüko” nöbetinde...
Engelleyebildikleri kadar engelleme kararlılığındaki bu “derin blok”a destek, şehit cenazesinden geliyor.
AK Parti’nin en ılımlı, en müşfik, en diyalogcu simalarından Enerji Bakanı Taner Yıldız; “Ergenekon usulü” saldırı sonucu, gözünü kaybetme tehlikesi geçiriyor.
Samsun’da Ahmet Türk’e yönelik gerçekleşen saldırıyla da benzeri bir incelik var; Ahmet Türk de kendi camiasının “ılımlısı”ydı!..
Türk’ün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Anayasa Mahkemesi bloğundan balyoz, Ergenekon’dan da yumruk yemiş olması; camiasının en şedit tipleri korunup kollanırken, onun başına böyle bir işin gelmiş olması, ne anlamlı değil mi?..
•
Eveeeeet; o bu derken, gelelim esas mevzumuza...
Benim aklım hâlâ Diyarbakır’da...
İstasyon Caddesi’ne çıkan bütün caddeler, sokaklar hıncahınç...
Yüzbinler; hem de bugüne kadar şahitlik ettiğim sayısız mitingin hiçbirinde gözüme çarpmayan coşku, tempo, heyecan fırtınaları estiren yüzbinler, nefis bir gün yaşattı bana.
Hz. Peygamber sevgisinin kenetlediği yüzbinler ve çok ilginç; yarısı hanımefendi; coşkuyu hanımlar sürüklüyorsa bitmiştir bu iş!..
Bugünlere kadar, daha doğrusu son yıllara kadar en büyük kalabalıkları, “Nevruzcu Sol”un toplayabileceği sanılırdı.
Güneydoğu’da bu hesabın yanlış olduğu açık seçik ortaya çıktı.
Derin devlet şubesi PKK’yı fevkalade rahatsız eden bir gelişme bu!..
•
Böyle bir manzara vardı orada; “açılım” tartışmalarına ışık tutan, esas ihtiyacı; olmazsa olmazı gözler önüne seren bir manzara.
Ne “açılımı”ndan bahsediyorsun; içinde din, Allah, Peygamber sevgisi yoksa!..
O manzara üzerine tefekkür edenler, 12 Eylül’ün gayrimeşru çocuğu PKK’nın derin devlet tarafından niçin tezgahlandığının da bir kez daha idrakine vardılar.
Nasıl varmazsın; derin devletin bir kolu niteliğindeki PKK belâsı olmasa, Güneydoğu çoktaaaan yolunu bulmuştu!..
Ve o yol, Türkiye’nin yolu olmuştu!..
Tezgah çoook çok derin; bugünün içerideki dışarıdaki belli başlı Ergenekoncularının PKK kamplarındaki “işbirliği” görüntüleri anlamsız mı?..
PKK’nın 28 Şubat’ın o “Fadimeli, Kalkancılı” en şedit günlerinde, PKK’nın “gündemi bölmemek için” eylemsizliği tercih etmesi üzerine tefekkür gerekmez mi?..
•
Ya bugün ne oluyor;
Anayasa paketine direncin arka planında ne var?..
Şehit cenazesindeki saldırı ne; Ahmet Türk’e, polise aynı ilde saldırılmasının sebebi-hikmeti ne?..
•
Diyarbakır’ı ve pek çok beldemizi etkisi altına alan “Hz. Peygamber’e sevgi” seli; Anayasa’nın da, açılımın da “adresini” gösteriyor net olarak...
Türkiye, öncelikle “lâiklik” tartışmalarına bir çözüm bulacak...
Cılız çağrılarla meydanları taşıran milyonlar, mesajını net bir şekilde verdi.
Bu sel, sistem partilerini götürür, o yola girmeye yeltenecek olursa, AK Parti’yi de götürür...
•
Nitekim, Güneydoğu’daki bazı İslâmî oluşumların önümüzdeki seçim için “bağımsız adaylar” çıkartmak adına fikir egzersizleri yaptıklarını biliyoruz...
Bu da ilginç bir not.
•
Derin sistem, bu gidişi durdurmak için provokasyon üstüne provokasyon planlıyor.
Bunların tutacağı zemin de şükür kalmamış gibi...
Ahmet Türk’e, polislerimize, Enerji Bakanı Taner Yıldız’a yönelik hain saldırılar, milletin sağduyusuna çarptı ve hazırlayıcılarına hayal kırıklığı olarak geri döndü.
Millet, görevini yapıyor...
Ve, meydanları “Hz. Peygamber Sevgisi” ile doldurmuş halde, Ankara’nın da görevini yapmasını bekliyor!..
Cılız adımlar kesmez!..