Hakime ödül, avukata teselli!
İstanbul Barosu Başkanı’na soralım bakalım, yargıda bir dava kaç yılda sonuçlanıyor?..
Bilmiyorsa hatırlatma babında söyleyeyim, Danıştay’a şayet dosyanız düşmüşse, dört yıldan önce çıkmaz... Aynı tarihler Yargıtay’ın bazı daireleri için de geçerlidir.
Ülkemizde ortalama davalar 5 yıldan önce sonuçlanamıyor.
15 yıla kadar uzayan ceza davalarımız da az değil.
Hukuk davalarında bir yastıkta kırk yıl!
Manzara bu iken, İstanbul Barosu Başkanı HSYK Başkanı’na ne diye ödül verdi?
Öyle ya, bu ödül bir şey karşılığı verilir.
Ya çok çalışma veya adalete olan hizmetler nedeniyle...
Hangisi?..
Bir de İstanbul Barosu’na bağlı avukatlara soralım. Davalar 15 yıla kadar uzadığında toplumdaki itibarları ne oluyor?
Müvekkili demiyor mu?
“Bu avukat yalancı.”
Müvekkil, davasının yavaş birisine düştüğünü nereden bilsin?
Öyle ise bu Baro bu yaraya neşter vuracağı yerde, ona buna ödül dağıtınca haklı olarak meslek camiası ayağa kalkıyor. Keyfîliklere isyan ediyor...
Adam idam sehpasında.
Son sözü soruluyor.
“Bir sigara daha, bu da kulak arkası...”
Yargının kulak arkası! Hiç deşen oldu mu?
Dengeleri kurmuş, farklı düşüncede olanlara farklı uygulamalar yapılmasını engellemiş. Üye seçimlerinde eşinin örtülüsüne-açığına bakmamış.
Okuduğu okulu kâle almamış.
Yüksek not alanlar dururken, ahbap-çavuş ilişkisinde düşük not alanı seçtirmemiş.
Öylelerine hem şapka çıkarılır, hem NOBEL Barış Ödülü verilir.
Öyle olmuyor.
Kürsüden hakim bağırıyor: Eşim başörtülü, ben de İmam Hatipli olduğumdan üye seçemediler... Yalan mı?
“Müslümanlık bizi geriletiyor, Hıristiyan olalım..” diyebilecek kadar ülkesinin inancına ters düşen Mahmut Esat Bozkurt adına bana ödül verseler kesinlikle kabul etmem.
Dedik ya zihniyet meselesi.
Birileri kalkar Başbağlar’da 33 cana kıyanlara ödül verir.
Hatta Sivas katliamını yapanları kutsayanlar da yok değil...
Hele de son zamanlarda Ahmet Türk ile en uysal Bakan’a yumruk atmayı ne sanıyorlarsa? Desinler ki, meğersem ülkede ne yiğitler varmış!..
Ulusalcılığın harmanında dokunan kafatası milliyetçiliği...
Dedik ya ödül bu, barışa da verilir, kemik kırana da.
Hakim ve savcının ödülü adalettir. Verdiği kararlar, çıkardığı işler...
Avukat ise adaletin bir parçası, ona teselli diğerine ödül olmaz...
Gidin Ankara Adliyesi’ne bakın, bazı mahkemelerde dosyalar gittikçe yığılıyor. Bazıları da yıl sonunu rekorla kapatıyor. Örneğin Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi rekor, ama ödülsüz..
2. Asliye Hukuk Hakimi Hacı Hüseyin İnandı... Her an ayakta ve de saatinde dosyayı alır. Beklettiği bir kişiye rastlayamazsınız, kürsüde oturduğunu gören yok...
Gerçi şu anda Yargıtay Üyesi ama Ankara Barosu tarafından ödüllendirilmemiş.
Başbakan’a en çok küfredene bile bu ülkede ödül veriyorlar.
Baro’nun görevi ödül vermek mi?
Geçenlerde Ankara Hakimi Abdullah Erdem, HSYK Başkanvekili’ne neden Yargıtay Üyesi seçilmediğini soruyordu. Kendisinin not ortalaması 85 iken seçilememiş, not ortalaması 65 olan seçilmiş. HSYK’dan cevap yok!..
Demektir ki; ödül, not ortalamasına değil, kafa yapısına veriliyor...
Hatırlayın, bir zamanlar devletin maliyesi, Manukyan’a da ödül vermişti. Diyeceksiniz ki Manukyan en büyük işletmeci vergi rekortmeni.
“İşte aduv, karşıda hazır silah. Arş yiğitler vatan imdadına...”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.