BDP'nin gerçek yüzü

BDP'nin gerçek yüzü

Ahmet Türk’ün yumruklanmasına herkes kendi üslubunca tepki gösterdi. Atılan bir yumruktu ama gösterilen tepki çok daha büyüktü.

Bunun ne anlama geldiğini en başta BDP'nin anlaması gerekiyordu.

Bu millete sıkılan kurşunları alkışlayan bir partinin, eski başkanına vurulan bir yumruğa gösterilen tepkilerden bazı dersler çıkarması gerekirdi.

Bir tarafta, bir yumruğa tepki gösteren, layık olmayanları bile müşfik kucağına alan milli bir şuur, diğer tarafta, meclis kürsüsünde terör örgütünü alkışlayan, onun değirmenine su taşıyan kandan, kavgadan medet uman habis bir ruh.

BDP hala kapatılan seleflerinin durduğu yerde duruyor.

PKK zihniyet olarak nerede duruyorsa, BDP onun daha da gerisinde, onun kazdığı siperlerin içinde debelenip duruyor.

İnsan, bu milletin bir yumruğa gösterdiği tepkiden utanır. Biraz kendisine çeki düzen verir. Politikasını, üslubunu gözden geçirir.

Ama nerde?

Düne kadar Demokratik cumhuriyet diye yırtınıp duranlar, iş ciddiye binince, demokrasisiz Cumhuriyette karar kıldılar..

Darbelerle beslenenler, darbelerden rahatsız olmazlar. 12 Eylül olmasaydı PKK bu kadar semirebilir, bu kadar şişebilir miydi? Askeri cezaevlerinde acemi eğitimini tamamlayanlar soluğu Bekaa vadisinde aldılar. Şimdi BDP kendine hayat verenlere minnet borcunu yerine getiriyor.

Arada bir Kürt’lerden bahsederek de ahmakları uyutmaya, aklını kavmiyet fikrinde kaybetmiş olanları kucağında tutmaya çalışıyor.

Halkın talepleri DTP'nin umurunda bile değil. Parti kapatmaların zorlaştırılması, AYM'nin yapısının değişmesi halbuki en çok BDP'yi ilgilendirmesi gereken değişiklikler. Her partisi kapatılan bir gelenek, parti kapatmaları zorlaştıran değişikliklere karşı çıkıyorsa oturup bu hareketin tarihini yeniden yazmak gerekiyor.

Ahmet Türk’e atılan yumruğa gösterilen tepki bu ülkenin niçin bölünemeyeceğini, BDP'nin teröre verdiği dolaylı destek ise bu partinin niçin bizi bölemeyeceğini gösteriyor. Kucaklayanlar, barışanlar, sevenler, şefkat gösterenler her zaman kazanır, kışkırtanlar, kin ve nefret aşılayanlar her zaman kaybederler. Bu ülke düşmanını yumruğu ile de yener, şefkati ile de yener. Yumrukla yenilen yumruğun acısını unutmaz, fırsat kollar, yeniden isyan için bahane arar. Şefkatle yenilen bir daha ayağa kalkmaz, gördüğü merhametten utanır, kendisini kucaklayan irade ile beraber olur. BDP'nin korkusu da bu. Kışkırtarak, tahrik ederek, bu milletin şefkat damarını patlatmak, öfke damarını harekete geçirmek istiyor. PKK yenilse de, yediği yumrukların tesiriyle düşmanlık damıtmaya devam edip, ayağa kalkma potansiyelini muhafaza etmesini istiyor. Ama muvaffak olamayacak. Bu millet, engin hoşgörüsü, sınırsız sabrı ve benzersiz şefkatiyle bu ihaneti er geç sinesinde parçalayacak, kardeşlik ruhunu sonsuza kadar yaşatacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi