Üfürükçü
Nurettinciğim bak ben bu Mister Andrew Arato'yu tanırım. Kıta Avrupası hukuku uzmanları arasında efsanevi bir şöhreti var, ac-cayip seviliyor ha.
Anglo-Saxon dünyasındaki bilimsel havası Newton'dan sonra geliyor. Duyduğuma göre İngilizler, 'Türklerin bile iyi-kötü bir anayasası var, bizim yok arkadaş; ele-güne rezil oluyoruz' diyerek Arato'nun Anayasa hukuku uzmanlığına başvurmaya karar vermişler, 'Üstad ne yazsa kabulümüzdür, anayasa olarak' diyorlarmış, o kadar yani...
Bununla bitmiyor azizim, bak dinle; İngiltere'yle beraber Avrupa'nın Atlantik sahillerine tesbih tanesi gibi dizilen İspanya, Hollanda, Belçika, Danimarka, Norveç, İsveç gibi ülkelerin bile 'Arato'ya ayıp olur; hangi çağda yaşıyoruz birader, yuh bize!' diyerek ikinci el de olsa birer Cumhuriyet yapmayı düşündükleri söyleniyor fakat kimseye söyleme ha, fitne çıkmasın durup dururken, nemize lâzım?..
Haa, ne diyordum, adam anayasa hukuku uzmanı arkadaş; bak geldi Türkiye'ye, 'Şaakk' diye çözdü meseleyi. Diyor ki üstad anayasa paketi için, 'Bu paket soğan gibi, cücüğü de 4 madde' diyor, ardından, 'Ben hayır oyu verirdim vekil olsam' diyor, o da kesmiyor ardından, 'Anayasa Mahkemesi kesin iptal eder' diyor. Netekim, önceleri meseleye uyanamayan bizim Baykal bile vaziyeti farketti, 'Bakın arkadaşlar' diyor, 'bunları ben söylesem dalga geçersiniz, tatara-titiri yaparsınız ama bunu söyleyen öyle Ergenekon hukukçusu felan değil, laikçi bilmem kim değil. Bunu söyleyen, Macar kökenli ABD vatandaşı, saygın anayasa hukukçularından biri' diyor.
Hem hukukçu, hem anayasa hukukçusu, bu da yetmiyormuş gibi bir de ABD vatandaşı; haydi ilk ikisi neyse, adamın son vasfına canlar dayanır mı güzel kardeşim benim? Bak bak, bak... biri anayasa hukuku uzmanı, öteki siyaset doçenti; bunlar bilmeyecek de biz mi bileceğiz Nurettin?
Fakat azizim, yeterli mi bilmiyorum; tamam Arato iyi adam, hoş adam fakat, bizde kim kimee dum dumaa! Bize Arato'dan ziyade şöyle nefesi kuvvetli, ledünn ilmine vâkıf, iyi saatte olsunlarla arası iyi Cindar cinsinden bir hoca lâzım arkadaş. Baksana, vızır vızır geçirdiler değişiklik maddelerini. Tamam, Anayasa Mahkemesi'ne götürür, oradan acîl karar da çıkarırız, hani vaktiyle "Yıldırım nikâh" için rapor yazan doktorlar vardı ya; aynen öyle! O olmadı kapatma davası açtırır, başbakanı yasaklattırırız da, neticede iş sandıkta bitiyor Nurettin. Sandıkta da herifler mağduru oynayarak milleti kandırıyorlar. Darbe yapsak bile olmuyor kardeşim, alışmadık sırtta gömlek durmaz misâli en iyi darbe on sene gitmiyor arkadaş. Bu ne rezilliktir, dünyanın çivisi çıkmış resmen! Yahu vaktiyle Beykoz kundurası bile bir darbeden daha çok dayanırdı be...
E, sen şimdi diyorsun ki hangi çağda yaşıyoruz, üfürükçü olmaz filan. Üfürükçü olmazsa ne olur Nurettin, şunu lütfen bana söyler misin? Her söylediğime öyle entel entel polümler kesip olmazlanıyorsun. Al işte Arato'yu getirdik, adamın bize kaça patladığını bilsen dudağın uçuklar ama helâl olsun, n'ooldu neticede, gül gibi anayasa uzmanı hukukçuyu gırgıra alıyor adamlar!
Haa, getireceksin üfürükçüyü, bunların dilini dişini kitleteceksin; bakışla işmar etmesinler diye gözlerini de şaşılatacaksın ki öyle ağızsız-dilsiz mel mel bakakalsınlar. Eskiden yandaş basın mı vardı Nurettin? Partiden ne bülten gönderirlerse onu yazardı matbuat mis gibi. Bu köylüler şehre geldiler, devleti eli geçiriyorlar Nurettin devleti, sen hâlâ bergamotlu şekersiz çayını içedur bakalım; gidiyor elimizden cânım vatan... Sahi yav, bizim sütçünün köyünde nefesi kuvvetli bir cindar varmış, neredeydi herifin telefonu? Gülme Nurettin, bak fena olacak, ülke elden gidiyor diyorum. Ver şu yakın gözlüğünü bari de kırk yılın başında bir işe yara. Yarabbim ne duyarsız adamlara kaldı şu memleket... Ne diyeyim Nurettin, şu üfürükçüyü bulayım, iki satır da sana okutmazsam ne olayım bak, aha da yazdım buraya!.. [email protected]