Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Simit, pide, benzin ve Dalan'ın sağlığı

Simit, pide, benzin ve Dalan'ın sağlığı

Havadan sudan diyaloglarla oyalanalım biraz... Arabalı vapurda bir görevli, tepsiye dizdiği bardaklarla çay satıyor, bir başkası simit.

Çaycı, aynı zamanda tost siparişlerine de bakıyor.

Kaşarlı, sucuklu, karışık... Sipariş verin, hemen getirir; birkaç dakika içinde...

İkisi de neşeli adamlar.

Devamlı deniz havası aldıklarından olsa gerek.

Ve hep değişik insanlarla karşılaşmalarından, onlarla diyalog halinde olmalarından...

Simitçi dalgayı da seviyor.

*

"Simit, simit... Bol susamlı taze simit... Sıcak, sıcak..."

Böyle bağırıyor ama kendisi de biliyor simitlerin sıcak olmadığını, müşteriler de.

Vapur yolcuları, aldıkları simitin yarısını kendileri yerse, yarısını da martılara fırlatıyor.

Bu, vapurda simit yemenin kuralı haline gelmiş mi diyelim, geleneği haline mi?

*

"Simit var, simit... Simit alsana abi..." diyerek ısrar ettiği yolcu isteksiz.

Simitçi başından ayrılmayınca, açıklama yapma ihtiyacı duyuyor:

"Karnım aç değil."

Yolcunun bu sözüne de bir karşılık var dalgacıda.

"Abicim, sen tok olabilirsin ama martılar aç..."

PİDE

Fırında kepekli ekmek kalmamış.

Tezgâhta çeşit çeşit ekmeklerin yanında Ramazan pideleri de duruyor.

"O zaman bir pide alalım" diyor müşteri, "kendimizi Ramazan'da gibi hissederiz."

Fırındaki tezgâhtar, o pideden her gün yaptıklarını ve bütün yıl boyunca sattıklarını söylüyor.

Müşteriyse kendi açısından bakmaya devam ediyor:

"Siz her gün yapıyor olabilirsiniz fakat biz Ramazan dışında ilk defa bugün alıyoruz."

NE YAKIYOR?

Mahallenin delikanlıları, yeni araba alan birinin arabasını inceliyorlar.

Dıştan ve içten inceleme bitmiş, sıra motoru kontrol etmeye gelmiş.

Kaputu açmışlar, devasa motora göz atıyorlar.

İçlerinden biri soruyor:

"Abi, ne yakıyor bu alet?"

Arabanın sahibi şöyle cevap veriyor:

"Benzin."

SAĞLIK PROBLEMİ

İlginç diyaloglar, günlerce yazılsa bitmez fakat bizim yerimiz sınırlı. Sıradaki diyalog, iddiaya göre Bedrettin Dalan'la bir ahbabı arasında. Firarda olan Dalan'a karşısındaki soruyor:

"Kim emretti bunu?"

Dalan, emir lâfına bozulur gibi...

"Emir diye bir şey yok, tavsiye ettiler arkadaşlar."

"Tabii ki olmasın, sağlık problemi olmasın da..."

Dalan'ın sözleri, daha önce kendisi ve avukatları tarafından yapılan "sağlık problemi yüzünden yurt dışında olduğu" açıklamalarını berhava eden cinsten:

"Yok canım ne sağlık problemi! Sağlık problemi olsa, benim gideceğim tek yer kendi hastanem, başka yere gitmem."

Beni kendi hastanemin doktorlarına emanet ediniz gibi, beni köyümün yağmurlarında yıkayın gibi bir yaklaşım bu. Bravo!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi