Darbeci Ulusalcılığın Şifreleri
Eski Deniz kuvvetleri komutanına ait olduğu ileri sürülen günlüklerin ortaya çıkmasıyla Türkiye’nin yakın geçmişte büyük bir darbe tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı anlaşıldı.
özden örnek, Şener Eruygur, Aytaç Yalman ve Halil Fırtına’nın yönetiminde oluşturulan Sarıkız darbe planı, Genel kurmay başkanı Hilmi özkök’ün karşı tutumu yüzünden başarıya ulaşamamış…O yıllarda bazı basın yayın organlarında özkök’ü hedef alan yazıların sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor. Komuta kademesinde tek başına kalan özkök,görev yaptığı süre boyunca tam bir demokrasi mücadelesi vermiş…
Hükümeti düşürmek için hamle üstüne hamle yapan sarıkız ekibi, özkök’ün direnciyle karşılaşınca, hemen darbe yerine, şartları olgunlaştırdıktan sonra darbe yapmaya karar verir.Bunun için yoğun bir psikolojik harekat yürütülür. Gerek,Şamil Tayyar’ın Operasyon Ergenekon, gerek ,Bülent Orakoğlu’nun İhanet çemberi isimli kitaplarında konuyla ilgili geniş ayrıntılar var.
Son yıllarda ki politik gelişmeleri anlamak, kimin hangi mevzide durduğunu idrak edebilmek için Sarıkız’ın şifrelerinin çözülmesinde büyük fayda var.
Hemen darbe yapamayacağını anlayan ulusalcı darbe ekibi hükümeti belli konularda sıkıştırarak yıpratmaya karar veriyor. İşte ekibin şifrelerini de bu konulardaki tavrı oluşturuyor.
Bunlardan birincisi,AB süreci…Yapılan değerlendirmelerde Türkiye’nin AB’ye girmesi halinde ellerinin zayıflayacağını düşünen Sarıkız’cılar, AB süreci ile ilgili yoğun bir kampanya başlatıyorlar. Basın yayın organları, yakın duran siyasetçiler bu yönde ikna ediliyor.Köşe yazarlarına siparişler verilerek AB aleyhinde yazı yazmaları temin ediliyor.İnternet yoluyla Türkiye’nin AB’ye girmesi halinde parçalanacağı, milli bütünlüğünü kaybedeceği sürekli işlenerek –milli refleksler-harekete geçirilmeye çalışılıyor.
İkinci politik hamlenin ise Kıbrıs meselesinde Talat’a karşı Denktaş’ın desteklenmesi yoluyla yapılmasına karar veriliyor. Denktaş milli kahraman ilan edilerek, sürekli belli Tv kanallarına çıkması ve hükümet aleyhine konuşması sağlanıyor. Sağda,solda Denktaş’ın kaybetmesi halinde Kıbrıs’ın kaybedileceği, hükümetin Kıbrıs’ı sattığı anons ediliyor.Kıbrıs Türk’tür Türk kalacak kampanyasına bazı ayranı kabarmaya hazır milliyetçiler de kitap yazarak, konferans vererek katkıda bulunuyor. Ancak neredeyse tüm psikolojik baskı mekanizmaları devrede olmasına rağmen Kıbrıs politikası geri tepiyor,Milli kahraman Denktaş, Marksist Talat’a karşı seçimi kaybediyor.
Ulusalcı darbe’nin hükümeti yıpratmaya dönük üçüncü politik hedefini ise,AKP’yi, ABD işbirlikçisi olarak lanse edip,toplumdaki itibarını zedelemek oluşturuyor. Bunun için iş birlikçi yazarlara yazılar yazdırılıyor,sivil toplum örgütleri ve bazı partiler üzerinden kampanyalar yürütülüp, mitingler tertip ediliyor.Böylece hükümete karşı toplumsal bir muhalefetin oluşması, hareket sahasının daraltılması, manevra kabiliyetinin sınırlanarak başarısız olması amaçlanıyor.
Sarıkızcıların,toplumu darbeye hazırlama yönündeki gayretleri elbette ki sadece bu hamlelerden ibaret değil.çetelerin,terör odaklarının harekete geçirilmesi, sansasyonel eylemlerle toplumdaki güven duygusunun zedelenmesi,kaosa,krize çanak tutan toplumsal olayların kurgulanması da bu hedefler arasında bulunuyor. Ancak Ulusalcı darbenin esas şifrelerini yukarıda saydığımız üç madde oluşturuyor.Bu maddelere bakarak son birkaç yılın siyasi yapısını daha iyi analiz edebilir, kimin nerede durduğunu daha iyi anlayabiliriz…
Ortaya çıkan bilgiler, 2003 yılından sonra ki siyasi gelişmelerin, politik tutumların sebep ve saiklerini bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor.Meğer milliyetçilik sadece milliyetçilik değilmiş! Bazen,başka emellerin aleti de edilebiliyormuş…