Sözün bittiği yer!..
Köyün birisinde kümese giren ve bir elinde tavuk, diğerinde horoz ve ceplerinde de yumurta ile yakalanan hırsız, mahkeme günü geldiğinde, savunmasını soran hakime, avukatını beklemek istediğini söyler.
Hakim: 'Cürm-ü meşhut halinde yakalanmış, karakolda ve savcılıkta da itiraf etmişsin; avukat bu durumda ne yapacak ki?' deyince: 'Valla ben de ne diyeceğini merak ediyorum, çünkü savunmamı yapmak için beş yüz lira aldı.' der...
Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan görüntülerden sonra, kelimenin tam manasıyla bir 'söz üstadı' olan Deniz Baykal'ın neler söyleyeceği, daha doğrusu neler söyleyebileceği, herkes için merak konusuydu...
Baykal'ı seven ya da sevmeyen hemen herkes, yenilir yutulur bir şey olmayan bu iddia ile alakalı olarak, öncelikle bir yalanlama bekledi.
Görüntüler, herhangi bir şekilde inkarı ve yalanlanmayı mümkün kılmıyor olmalı ki, bu yola başvurmadı Baykal ve ilk günlerde, 'özel hayatın gizliliği' hususunun altını çizerek; 'tam da inançlı kesimlere el uzattıkları anda ortaya çıkan bu durumun, birilerini ürküttükleri manasına geldiği...' şeklinde, aslında ciddi herhangi bir karşılığı olmayan yorumlar yaptı.
Sözkonusu olay meydana çıktıktan sonra, belki artık kamuoyunun karşısına bile çıkmaması; çıkacaksa da, sadece özür beyan ederek istifasını bildirmesi gerekirdi Baykal'ın.
Geçtiğimiz Pazartesi günü kamuoyunun karşısına çıktı Baykal ve olayla alakalı olarak ilgi çekici bazı yorumlarda bulunduktan sonra, istifasını açıkladı.
Olayın hukuk ve ahlak dışı bir tertip olduğunu ve bunu gerçekleştirenlerin sapık oldukları veya ticari kazanç ya da şantaj için değil; ahlaklarına ve vicdanlarına uygun bir siyaset yapmak için düzenlediklerini; meskene tecavüz ve ileri teknoloji kullanımı yoluyla tezgahlanan bu komplonun, iktidar gücü ve olanakları seferber edilmeden bir muhalefet partisi genel başkanına karşı bu kadar fütursuzca icra edilebilmesinin mümkün olmadığını iddia eden Baykal, istifa kararının CHP'yi yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkan tanıyacağını ve aynı zamanda CHP'ye de komployla hesaplaşma fırsatı vereceğini söyledi...
Sözün artık bittiği yerde, vuruşarak çekilmeye çalıştı...
Sözkonusu görüntüler, kim tarafından ve her ne için servis edilmiş olursa olsun, konuyla alakalı olarak savunma sadedinde söylenen ve söylenecek olanların, olayın vehametini azaltma şansı olmadığı çok açık.
Olay, mezhebi aşırı geniş olanlar da dahil, kimsenin hazmedebileceği bir şey değil çünkü...
Görüntüleri kaydedenlerin, servis edebilmek için uygun bir zaman bekleyip, tam da CHP'nin kurultay hazırlıkları yaptığı günlerde yayınlanmasını sağlayanların, savunulacak bir tarafı tabii ki yok. Olayın bu tarafı, Baykal'ın da söylediği gibi, tam bir komplo.
Ancak komploya malzeme olan esas olayın gerçek olması, işleri karıştırıyor...
Belki içerde ve yakın çevrede bulunanlarca, bir şekilde bu zamana kadar da kullanılmış olan eldeki malzemenin, son bir hamle için devreye sokulmuş olması haliyle karşı karşıyayız anlaşılan...
Yaklaşık kırk yıldır siyasetin içinde bulunan ve önemli devlet görevleri de ifa etmiş bir isim olan Baykal'ın, yaşının artık kemale ulaştığı bir zamanda böylesi bir sebeple istifa etmek zorunda kalması, yine de üzücü...
Ne demişler:
Ahlâk yolu pek dardır,
Tetik bas, önü yardır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.