Sıfır problem stratejisi hedefe ulaştı
Hükümetin komşularla sıfır problem stratejisi üç yıl önce dile getirildiğinde çok dudak büküldü. Öyle şey olur muydu? Bu mümkün müydü? Böyle düşünenler haksız değillerdi. Düşmanlıktan beslenerek, kargaşa üreterek var olmanın mümkün olduğuna inanmış nesillerdi. Demek ki oluyormuş. Üstelik de içeride “Sivil İç Savaş” devam ederken dışarıda çok büyük hamlelere imza atıldı.
Anayasa değişiklik paketi görüşülürken The Wall Street Journal bu manşeti birinci sayfadan atmıştı.
Şu son 10 günde yapılanlar bile bir iktidarın yüzünü ak etmeye yeter. Rusya ile 500 yıldır ilk defa böylesi andlaşmalar yapıldı. Vizeler kalktı. Stratejik ortaklıklar akdedildi. Bu komşumuz hem Osmanlı, hem Türkiye Cumhuriyeti döneminde düşmandı. Ne zamandan beri? İlk günden 1990’lara kadar. Çok ihatalı Rusya andlaşmalarını Yunanistan akitleri takip etti. Yunanistan’la da bir ilk gerçekleşti. Bu devlet de 1826 Yunan İsyanından 15 Mayıs 2010’a kadar düşmandı. Onları İran takip etti. Başbakan ve Türk hey’eti yurda uğramadan Tahran’a indiler. İran’la dünya için inanılmaz başarıldı. Türkiye ve Brezilyanın dahli ile komşumuz elindeki işlenmiş Uranyumu yeddi emin olarak Türkiye’ye göndermeyi kabul etti. Evet Farslılarla Kasr-ı Şirin’den / 1689’dan bu yana sıcak çatışmamız yoktu ama soğukluk beş yıl öncesine kadar hep vardı.
Bu imzaların daha evvelinde Suriye var. Suriye artık eskiden olduğu gibi sanki Şam Vilayetimiz/eyaletimiz. Irak da öyle. Öbür taraftan Filistin ve Kuzey Irak yine bu çerçevede mütalaa edilmelidir.
Komşularla sıfır problem stratejisi fazlasıyla tutmuş ve büyük bir prestij kazandırmıştır. Bunun sadece iki buçuk istisnası var. Ermenistan, İsrail ve Kıbrıs Rum tarafı. Bunların da şöyle hallolacağı görülüyor. Erivan’ı Washington’dan ziyade Moskova ikna edecektir. Ermeni meselesini Moskova destekli çözme ihtimali ortaya çıkmıştır. Beyaz Saray İsrail’den yıldı. Onu Türkiye’nin hedefleri istikametinde şekillendirmesi akıl icabıdır. Kıbrıs bundan böyle Ankara ve Atina’yla halledilir.
Böylesi bir manzarada terör örgütünün yaşama şansı yoktur.
Zaten meclisteki partileri de yüzük kaşındaki zehiri içti.
Sıfır problemin arkasında sayın Erdoğan ve sayın Davutoğlu var. Elbette kalbi takdirlere layıklar. Tarih yazıyoruz. Kesinkes Bölgesel Süper Gücüz. Dünya sahnesinde aktörüz.
Bu sonucu görmemek için sıfır insaf sahibi olmak lazım.
Halbuki kazanan Türkiye.
Kazanan bölge
Kazanan dünya.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.