Bunu hep yapıyorlar.
Hemencecik bini veriyorlar “dolmuşa”.
İri medya organlarının desteği alındı mı “oldu” sanıyorlar.
Hiçbir zaman bu milletten olamamış “sözde aydınlar”ın iki yazısı ile “tamam” diyorlar.
“Yönetimi”, belli “mühendisler”in alkışında görüyorlar.

(İktidar partisi yüzde 47 aldığında bu medya kalantorları paranoyaya tutulup “her iki kişiden biri verdiyse, demek bizim hanım da onlardan” diye düşünürken karikatürize edilmişlerdi.)

Ardından bi kabarma bi kabarma.
Yürüyüşleri değişiyor adamların.
Onlar için halk, “iri medya” ve “sözde aydınlar”dan ibaret sanki.
Halka giden yolun, İstanbul Bebek’ten geçtiğini sanıyorlar.
Buna hayli meyilliler belki de, özlemleri bu!
“Taban”ı değil, “tavan”ı önemsiyor; kafalarındaki, fiiliyattaki yaşam biçimlerini, dünya görüşlerini halkla değil, “oralar”la özdeşleştiriyorlar.
Halka değil, “oralar”a yakın görüyorlar kendilerini.
“Halk için neyin iyi neyin kötü olduğunu, biz biliriz” inadıyla..
Halkın da “o noktaya çekilmesi gerektiğini” düşünüyorlar.
“Onları onlar yapan” inancından, değerlerinden, örf ve adetlerinden arındırılmış bir “çağdaş halk” peşindeler.

Oysa;
Ya göremiyorlar, ya da kabullenemiyorlar:
Bu halkın geneli sizin gibi düşünmüyor, sizin gibi yaşamıyor.
Bu halkın geneli onca toplum mühendisliğine rağmen, kendinde ve kendinde kalmada kararlı.
Ne diye sizin safınızda yer alsın?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturtulması da aynen böyle oldu.
Kurultay konuşmasının dahi bu çevrelerce hazırlandığı iddiası var.
Anlayacağınız, sürece şu ana kadar eksiksiz eşlik etti, Kılıçdaroğlu.
Sonrası mı ne olur?
Kılıçdaroğlu’nun Kurultay’da verdiği mesajlara bakılırsa;
CHP’de laiklikten ziyade halkçılığa vurgu yapılacak.
Merdiven altı atölyelerde emek harcayan başörtülü bacılarımıza kadar, tüm emekçilere sahip çıkılacak…
Lozan’da İnönü olunacak, Maraş’ta Sütçü İmam…
Adaylığına en çok sevinen, Kurultay salonunda en büyük kesimi oluşturan Tuncelili, Dersimli vatandaşlarımıza rağmen, bu nasıl olacak bilemiyorum.
Önder Sav’a, Kamer Genç’e(CHP'ye katılacakmış), Necla Arat’a, Cumhuriyet’ten Mehmet Faraç’a(CHP'nin yeni yüzü) rağmen bu nasıl olacak bilemiyorum.
Bunu hep birlikte göreceğiz.
Şimdiden bir şey söylemek yanlış olur!
Ancak “Halka rağmenci zihniyet” değişmediği sürece, yola çıkış şekli ve yöntem de o bildiklerden olunca…
Bunu kestirememek hiç de zor değil.