Yaklaşık 50 ülkeden, Müslümanı, Hıristiyanı, Yahudisi ve inançsızları ile yaklaşık 800 kişi, beraberlerlerindeki, inşaat malzemesi, ilaç ve tıbbi alet-edevat yüklü 9 gemiyle birlikte Gazze'ye gidiyorlar...

Rotaları Gazze yükleri ise insani yardım...

Geçtiğimiz yılın Aralık Ayı'nda yola çıkıp, uzun süren bir maceradan sonra hedefine ulaşmayı başaran Gazze'ye Özgürlük Konvoyu'ndan sonra, bu ilkinden daha da önemli ikinci adım.

İlk konvoyun da, bu ikinci konvoyun da hedefi, Gazze'ye yönelik İsrail ambargosunun kırılması...

Zaten Birleşmiş Milletler'in talepleri arasında da yer alan ambargonun ya da ablukanın kaldırılması hususunda hiçbir devlet adım atmaya yanaşmayınca, sivil inisiyatif devreye girmiş durumda...

Çoğunun adını bile duymadığımız, yerli yabancı onlarca sivil toplum kuruluşu seferber olmuş durumda...

Devletlerinin yapması gerekeni, vatandaşlar yapıyorlar yani... Ve normal şartlar altında hiç kimsenin itiraz edemeyeceği birtakım formüller bularak hem de...

İsrail'in ise ezberi bozuluyor...

Yardımların kendi limanlarından birisine indirilmesi ve sonra Gazze'ye ulaştıracaklarını teklif etmeleri; Gazze'nin her türlü ihtiyacının karşılandığı ve yardıma gerek olmadığı yalanlarını söylemeleri... hepsi ezberi bozulma haliyle alakalı...

Gazze'de, yani dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde yaşamak zorunda kalan bir buçuk milyon insanın ne halde bulunduğunu artık bütün dünya biliyor oysa... İsrail yönetimi ve kalpleri onlar gibi taşlaşmış bir kısım insan hariç, orada yaşananlar herkesin yüreğini dağlıyor adeta...

İstediğini, istediği gibi yapmaya ve bunun ardından da hesap vermemeye alışmış olan yapı, uluslararası hukukun kendilerine tanıdığı imkanları kullanarak Gazze'ye doğru yola çıkan insanlara karşı ne yapabileceğini şaşırmış durumda.

Bol keseden ve çoğu resmi olmayan tehditler savurup duruyor... Ve kendisine hizmet etmeye amade bir kısım medyanın gücünü kullanarak, yola çıkanları ve onları merakla takip edenleri ürküteceğini ümit ettiği birtakım mesajlar yayınlatıp duruyor...

Oysa yola çıkanlar sonuna kadar gitmeye kararlı... Tehditlere ise gülüp geçiyorlar sadece...

Gemilere ve içlerinde bulunanlara yapılabilecek en ufak bir müdahele, uluslararası hukuk açısından birtakım yaptırımları harekete geçirebileceği gibi, Türkiye başta olmak üzere hemen bütün dünyada benzeri daha önce görülmedik İsrail aleyhtarı protestoların yaşanacağı da biliniyor... Bu yazının yazıldığı saatlerde gemiler, yoldaki bazı arızalar yüzünden yaşanan gecikmeler sebebiyle, henüz menzillerine ulaşamamışlardı.

Gemilerin Gazze'ye ne zaman ulaşabileceği, İsrail'in yollarını kesmeye kalkışıp kalkışmayacağı; eğer İsrail böyle bir şey yaparsa, gemilerde bandıraları dalgalanan Türkiye, İngiltere, İrlanda, Kuveyt ve Cezayir'in ne yapacakları... şimdilik belirsiz...

Belirsizlik, gemilerin hareketlerini an be an takip edenleri heyecanlandırıyor belli ki. Ama heyecanlı olan sadece onlar değil şüphesiz... Sözkonusu gemileri durduracağını açıklayan İsrail'de de ciddi bir heyecan olduğun kesin.

Gazze'ye insanlık dışı bir abluka uygulayan İsrail, bu gemiler eğer oraya ulaşabilirse, bundan böyle ablukanın herhangi bir anlamı kalmayacağının ve benzeri girişimlerin ardı arkasının kesilmeyeceğini iyi biliyor...

Başta Müslümanlar olmak üzere, İsrail'in uyguladığı insanlık dışı ablukanın Gazzelilere yaşattığı sıkıntıların bir şekilde bitmesi gerektiğini düşünen ve bu uğurda çok şey yapabilecek milyonlarca insanın varlığının artık İsrail de farkında...

Dualarımız, rotaları Gazze, yükleri insani yardım malzemesi olan gemilerde bulunanlarla birlikte...