Başa döndük-Sultan Abdulhamid
Osmanlı İmparatorluğu, Sultan Abdülhamid Han’ın Filistin’i Yahudilere vermemesi sebebiyle başlayan ve iki geminin Karadeniz’e açılması ile gelişen I. Dünya Harbiyle tarih sahnesinden çekilmişti.
İsrail’in Akdeniz’de elini kana bulamasıyla başa döndük.
Tarih tekerrür, bize rövanş kapısı aralanıyor.
50-100 yıl devletlerin hayatında uzun bir zaman değildir.
Sivil toplum kuruluşu İHH Uluslararası İnsani Güç’le birlikte açık hava hapishanesine dönmüş olan Gazzeli mazlumlara yardım için giderken tarafsız sularda İsrail’in terörüne maruz kaldı. Saha bu defa Karadeniz değil Akdeniz’dir.
Birinci dünya harbinde Kanal Harekâtında verdiğimiz şehitlerden sonra ilk defa 30 Mayıs 2010’da yine Filistin için şehit vermiş olduk.
Meselenin bu tarih boyutu mühimdir.
Onu bir kenara yazalım.
Bedel ödenmeden büyük devlet olunmaz.
Kürtçü terör örgütü İskenderun’da askerî birliğimize havan toplarıyla saldırıp 6 askerimizi şehit etmesinin ardından İsrail de uluslararası sularda sivil insanlarla ilaç ve ekmek taşıyan Mavi Marmara adlı yolcu gemimizi basıp katliam yapmıştır.
İsrail’in müttefikleri Kürtçü terör örgütüyle Kıbrıs Rum kesimidir.
O devlet, bunu niye yaptı?
“One minute” hezimetiyle Nükleer zirvede Tayyip Erdoğan’ın İsrail’de atom bombası var haberini vermesinin, Suriye ile vizenin kalkmasının, İran’la yapılan anlaşmanın öcünü almak için. O gemilerdekilerin şahsında Tük milletine, Türk hükümetine, Türk başbakanına ve Türkiye Cumhuriyeti devletine taarruz etmiştir. Sadece bize saldırmadı sözü doğrudur ama niyeti ancak ve yalnız biziz. Diğerleri bizimle oldukları için rahatsız edildiler. Daha sonra korsanlığını müdafaa için ortaya koyduğu her iddia ise düpedüz yalandır.
Bu şehitler, bir devletin Akdeniz’de kabadayılık yapmasıyla verilmiştir.
Şimdi halk, bu küstahlığın layık olduğu karşılığı görmesini bekliyor. Hükümet kamu vicdanını nasıl rahatlatacaktır? Şehitlerin kanı yerde kalacak mıdır? Güvenlik Konseyini, NATO’yu, İKT ve AB’yi vs. toplayabilmek fevkalade yüksek başarı.
Ama kınıyoruz denmesi yetmez.
Kuru laflara çoktan doyduk.
Saldırganın maksadına nail olduktan sonra özür dilemesinin de hiçbir anlamı yoktur. İsrail hükümeti istifaya zorlanmalıdır. Gerçeği görmek lazım. Türkiye şehit ve esir vermiştir. Eğer bize düşmanlık yapan taraf, denk bir misilleme görmezse Türkiye’nin karizması çok kötü şekilde çizilir. Tarih bunu affetmez.
Başbakan Benjamin Netanyahu ve savunma bakanı Ehud Barak tıpkı Miloseviç ve Karadziç gibi uluslararası mahkemede yargılanmalıdır. Onlar artık savaş suçlusu.
Bu kavga burada bitmez.
Başa dönüldü.
Bölgede çok şey değişecek.
Bugün dün değildir.
Yarın bugün olmayacaktır.
Cüceler bazen devlere saldırır.
Dev, dev olduğunu göstermelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.