Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Uzatma dakikaları bitmek üzere mi?...

Uzatma dakikaları bitmek üzere mi?...

İsrail bekleneni ya da korkulanı değil korkulanın bile ötesinde olanı yaptı.

Beklenen, yardım konvoyunun Gazze karasularına girdiği anda, gemilerin karaya yanaşmasının engellenmesi, belki aktivistlerin gözaltına alınıp sorgulanması... gibisinden şeylerdi.

Gözaltıların tutuklamaya dönüşmesi, en azından bazı isimlerin uzun sürecek bir mahkeme safahatıyla karşı karşıya kalması... ya da bunun gibi şeyler ise korkulandı...

Yaşanan ise İsrail ordusunun uluslararası sularda gemilere baskın yapması ve yanlarına özellikle bir çakı bile almamış insanlara ateş açarak bazılarını öldürmesi, birçoğunu yaralaması... oldu...

Açık denizde, gönderlerinde Türkiye başta olmak üzere değişik ülkelerin bandıralarını taşıyan ve içlerinde 40'a yakın ülkeden yüzlerce insanın bulunduğu konvoya yapılan, konuya en ihtiyatlı yaklaşanlarca bile 'korsanlık' olarak değerlendirilen saldırı, dünyanın İsrail gerçeğiyle bir kez daha ve alabildiğine açıkça karşılaşmasına zemin hazırladı...

Yandaşlığa soyunan bazı isimler, yardım konvoyu ile alakalı olarak İsrailli yetkililerin saçmalamalarına benzer sözler etmeye çalışsalar da, Akdeniz'de yaşanan olayın savunulacak hiçbir tarafı olmadığı gerçeği sadece Türkiye değil bütün dünya kamuoyunu harekete geçirmiş durumda...

'Rotamız Gazze Yükümüz İnsani Yardım Konvoyu', İsrail'in Gazze'ye yönelik insanlık dışı ablukasının, şimdiye kadar durumdan habersiz kişilerce de duyulmasını temin etmesi açısından, büyük bir vazife görmüş durumda.

Konvoya açık denizde yapılan vahşi saldırı, bölgede neler olup bittiğinden nerdeyse habersiz olan dünya kamuoyunun dikkatlerini buraya çekti ve insanlar belli bir niyetle kendilerinden saklanan gerçeklerin farkına vardılar.

Kurulduğundan beridir İsrail aleyhine tek kelime bile etmemiş olan Almanya başta olmak üzere, bütün ülkeler yapılan vahşeti kınamak için sıraya girdiler nerdeyse ve İsrail, tarihte benzeri az görülmüş bir şekilde suçüstü yakalanmış oldu..

Bu suçüstü yakalanmak vesilesiyledir ki, BM Güvenlik Konseyi'nden çıkarılan 'kınama' kararını, İsrail'in kayıtsız şartsız destekçisi olan ABD bile veto edemedi...

Son marifeti korsanlık olup, bunu da, silahsız insanların bulunduğu gemilere ateş açarak gerçekleştiren 'terörist devlet' çeşitli sebeplerle kendisine destek olmayı vazife ibenlerin de elini kolunu bağlamış oldu yani...

Saldırı sonrası 'içerden' kişiler tarafından yapılan yorumlarda bile "İsrail'in intiharı", "Ahmaklık", "Yalnızlaştıkça saldırganlaşıyor"... şeklinde yaklaşımlar vardı ve bunlar, İsrailli dünyaca tanınmış müzisyen Gilad Atzmon'un Dökme Kurşun Operasyonu'nundan sonra kaleme aldığı "Çalıntı Topraklar Üzerinde Uzatmaları Oynamak" makalesinde söylediklerini doğrular nitelikteydi.

İsraillilerin içinde bulundukları haleti ruhiyeyi: "İsraillerle konuşursanız küçük dilinizi yutarsınız. İsrail Hava Kuvvetleri, gün ışığında yüzlerce sivil, yaşlı, kadın ve çocuk cinayeti işlerken, İsrail halkı bu şiddet destanında asıl kurbanların kendileri olduğuna inanmayı başarabilir..." şeklinde değerlendiren Atzmon'un, çalıntı topraklar üzerinde oynanan uzatma dakikalarının nasıl biteceği ile ilgili yorumu ise, şöyle: "İsrail, 'dönüşü olmayan noktayı' çoktan geçti. (...) İsrail'in kendini kurtarmak için yapabileceği hiçbir şey yok. Çıkış stratejisi yok. (...) İsrail'in harbi sonlandıracak askeri gücü yok. Filistin'den çıkan liderleri öldürmeyi başarabilir, senelerdir de yaptığı bu, buna rağmen Filistin direnişi ve mukavemeti zayıflayacağına daha da güçleniyor. İlk intifadada bir IDF generalinin öngörüsünde olduğu gibi: 'Kazanmak için Filistinlilerin yapması gereken tek şey hayatta kalmak'. Hayatta kaldılar ve gerçekten de kazanıyorlar..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi