Y. Bülent Bakiler

Y. Bülent Bakiler

“Ne Kürt elifbâyı sökmüş, ne Türk okur, ne Arap! Ne Çerkez’i

“Ne Kürt elifbâyı sökmüş, ne Türk okur, ne Arap! Ne Çerkez’i

Birkaç günden beri duyduğum üzüntüyü, öfkeyi anlatmam mümkün değil. Filistin’e gönderdiğimiz yardım gemilerine, İsrail kuvvetlerinin saldırdığı gece, gözlerime uyku girmedi. İsrail vahşetini, basınımızda “namussuzluk olarak”, “alçaklık olarak”, “devlet terörü olarak” görenler, gösterenler oldu. Bu görüşlere katılmamak mümkün değil. İsrail’in ABD’den yüz bulduğu için böyle davrandığını söyleyenler, yazanlar da var. Doğru! Ama ben, bu son İsrail vahşetine, bir de İslâm devletlerine bakarak utandım, öfkelendim, kahırlandım. Yani şöyle düşündüm: Gazze’ye gönderilen yardım gemilerini bastığı ve bazı masum insanları öldürdüğü için, İsrail suçludur da, 21 Arap devletinin İsrail karşısında, hiç mi veballeri yoktur? İsrail, o topraklarda, ABD’nin yardımıyla, 1948 yılında küçücük bir devlet olarak kuruldu. Sonra, birkaç milyon nüfuslu o İsrail devleti, 100 milyonluk 21 Arap devletine her zaman kök söktürdü. Kahrolarak inanıyorum ki Orta Doğu’da Arap devletlerinin sayısı 122 olsaydı da durum değişmeyecekti.
1980 yılında İslâm, Eğitim, Kültür, İlim Kongresine katılmak üzere Kültür Bakanlığını temsilen Fas’a gitmiştim. Kongrede bazı kararlar alınmıştı. Çok iyi Türkçe bilen Arap asıllı bir profesör bana demişti ki: “Sakın bu kongre kararlarını Bakanlığınıza bildirmeyin! Bekleyin! Çünkü sizin haberleriniz Ankara’ya gidinceye kadar, bizimkiler kararlarını değiştirebilirler. Sakın unutmayın: Arab’ın Arap’la ittifak halinde olduğu tek husus, Arab’ın Arap’la ittifak edemeyeceğidir!..“
Araplar arasında ittifak olmadığı yani Araplar birlik-beraberlik içinde bulunmadıkları için, Yahudiler karşısında hezimete uğramaları tabiidir. Mehmet Âkif Ersoy da, 100 yıl kadar önce, İslâm dünyasının hazin manzarasını çok doğru olarak ortaya koymuştu:
“Ne Kürt elifbâyı sökmüş, ne Türk okur, ne Arap/Ne Çerkez’in ne Lâz’ın var bakın elinde kitap/Hülâsa milletin efradı bilgiden mahrum/Lâkin unutmamak lâzım: zaman, zaman-ı ulum!”
Zaman-ı ulum: İlimler zamanı demektir. Yaşayışımıza ilimlerin hâkim olduğu bir zamanda, Kürtler daha alfabeyi bile sökememişlerse , Türkler ve Araplar Kur’an’ın “oku“ emrine rağmen okumuyorlarsa Çerkezler ve Lâzlar da kitaptan uzak duruyorlarsa.. elbette kalkınamayacaklardır. Elbette ilimde, irfanda teknikte geri kalacaklardır.
Dünya milletlerinin okuma sıralamasında, en alt noktada Afrika toplulukları var. Onların üstünde Orta Doğu Arap devletleri bulunuyor. Arap devletlerinin üstünde de biz kımıldıyoruz. Bu tablo sizi de utandırmıyor mu?
Televizyonlarınızda, görmüşsünüzdür: İsrail, Gazze’yi füzelerle vururken, Arap kardeşlerimiz bağırıyorlardı: “Allahü ekber!” Elbette Allahü ekber! Ama düşman saldırısı karşısında, sadece Allahü ekber demek yeter mi? Yetseydi 100 milyonluk Arap dünyası 7 milyonluk İsrail karşısında darmadağın olmazdı. Sevgili Peygamberimiz boşuna mı; “Düşmana, düşmanın silâhıyla karşılık vermek lâzım“ demiş. Müslüman Filistin, İsrail füzelerine, kendi füzeleriyle anında karşılık vermeliydi, veremedi. Şimdi bizim nümayişçi gençlerimiz meydanlarda: “Mehmetçik Gazze’ye!“ diye bağırıyorlar. Peki, ne zamana kadar Mehmetçik Gazze’ye gitmeli? Gazze acısını en çok biz çekiyoruz. 21 Arap devletinden niçin ses-seda çıkmıyor? Bu nasıl bir gaflettir? Bu nasıl Müslümanlıktır?
Filistin Devlet Başkanı muhterem Mahmud Abbas Türkiye’ye geldi/geliyor. Bir Allahın kulu çıkıp, hazrete bir soru sorsa: “Ya Seydi dese, bizim Kıbrıs dâvâmızda, Müslüman Filistin, hep Kıbrıs Rum tarafını tuttu, niçin?“ Mahmud Abbas’ın vereceği cevabı çok merak ediyorum. Siz etmiyor musunuz?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Y. Bülent Bakiler Arşivi