Gandi Bey’in Amberin Zaman’a verdiği mülakatı okurken, başlıktaki bir cümle dikkatimi çekti: “27 Nisan muhtırasına karşıyız” diyordu Gandi Bey...
Heyecan duydum önce...Öyle ya, statükonun banisi, hamisi, “Ordu+CHP=iktidar” formülünün CHP’sinin yeni lideri “muhtıraya karşıyız” diyordu.
“Biz yanılıyoruz galiba, CHP gerçekten değişiyor mu ne?” diye düşündüm.
Mülakatın devamını okuyunca ise hiçbir şeyin değişmediğini anladım.
Gandi Bey, muhtıraya demokrasiye verdiği zarardan dolayı karşı değilmiş.
O muhtıra, AK Parti’yi yüzde 47 ile iktidara taşıdığı için karşı imiş.
Yani ilkesel olarak değil, pragmatik bir itirazı var.
Muhtıra AK Parti’yi iktidara taşımasaydı da iktidardan düşürseydi, karşı filan olmayacağını çok net anlıyorsunuz, mülakatı okuduğunuzda...
***
“Emekli bürokrattan demokrasi ve özgürlük savunucusu Gandi üretme” projesinin havası iki haftada söndü.
Fakir-fukara edebiyatı ve aş-iş istismarından öteye gidemeyen, dinleyenlerde artık baygınlık hissi uyandıran bir retorikle konuşan emekli bir bürokrattan başka bir şey yok karşımızda...
Arada aksesuar kabilinden demokratımsı çıkışlar yapıyor, çekine çekine ama...
Hemen peşinden statükoyla bağını tazeleyen bir “tecdid” geliyor.
***
Gandi Bey, Türkiye’nin izlediği proaktif dış politikayı da eleştiriyor ama yine eskimiş, sakız olmuş cümlelerle..
Türkiye’nin yüzü batıya dönükmüş de, Atatürk çağdaş uygarlık hedefi koymuş da vesaire...
Gandi Bey’in yeni CHP’si bu mudur yani?
Evet budur.
Ne bekliyordunuz yani?
Lideri emekli bir kamu bürokratı olan ve bugünkü devleti (yani statükoyu) kuran parti olmakla övünen CHP’den evrensel standartta bir sosyal demokrat parti çıkacağını, özgürlükleri, etnik farklılıkları filan savunacağını mı zannediyordunuz?
Asfalt’ta ağaç yetişir mi?
Güldürmeyin Allah aşkına!

[email protected]