Serdar Arseven

Serdar Arseven

Asker'in 'henüz itiraf edilmeyen' kusurları?..

Asker'in 'henüz itiraf edilmeyen' kusurları?..

Sayın Paşalarımıza bir haller oldu...
Emekliler, muvazzaflar... İtiraf kuyruğundalar!..
Ordunun zirvelerinde görev yapmış bir dizi “eski paşa”nın ardından...
Hali hazırdaki Genelkurmay Başkanı da,
“1984’ten beri, demokrasi, barış gibi evrensel değerleri ellerimizden kaçırdık. Bu da bize silah olarak döndü” demez mi...
Çok hoş!..

Şimdi... Öncelikle tarihten başlayalım...
Niye “1984’ten beri?”
Sayın Büyükanıt’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’ni dâhil ettiği, “demokrasi ve barış gibi evrensel değerleri elden kaçırma” hatası, 1984’te mi başladı?..
Ne yani?.. 12 Eylül 1980’de bu bakımdan bir problem yok muydu?..
Ya 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971 darbeleri?..
Onlar, “evrensel değerlere” uygun muydu?..
Evet; PKK ilk terör eylemini Sayın Büyükanıt’ın bahsettiği tarihte, 1984’te gerçekleştirdi...
Lâkin... Bir de... “Öcalan’ın 1984 öncesi” var...
Ve tabii... “PKK’yı hazırlayan” hatalar...
Darbeler mesela...
Her biri PKK gibi “şer odaklarının” ekmeğine yağ sürmedi mi?..

Tamam, uzatmıyorum...
Verilen tarihin, yani 1984’ün gerisini bir kenara bırakıp,
 “ilerisini” kurcalamak da, hiç yoktan iyi...
Tamam... Oralardan başlayalım...
PKK’nın menfur eylemlerinin ilkini gerçekleştirdiği günden bu yana...
Neler olmuştur?..
Sayın Büyükanıt’ın “Hepimiz, biz de dahil (1984’ten beri, demokrasi, barış gibi evrensel değerleri ellerimizden) kaçırdık” diyerek işaret ettiği Türk Silahlı Kuvvetleri, bu süreçte ne gibi hatalar yapmıştır?..
“Kurum” adına sorumluluk üstlenenlerden hangileri bu hatalarda ne ölçüde sorumluluk sahibidir?..
Otuz bin vatan evlâdımızı, yüz milyarlarca dolarlık kaynağımızı yitirmemize sebep olan terörün tahribâtından dolayı hesap vermesi gerekenler, kimlerdir?..
Hesap vermişler midir?..
Terörün bu kadar büyük tahribata yol açmasının -Sayın Büyükanıt’ın işaret ettiği- mesullerinden kaçı hakim karşısına çıkarılmıştır?..
Bunlardan kaçı, ömrünün geri kalanını sefahat içinde geçirmiştir...
Kaçı kodese gönderilmiştir?..

Çok ilginç...
PKK kesinlikle sorumlu... Lâkin, “sorumlu” olarak “yalnızca” PKK’yı işaret etmiyor, Sayın Büyükanıt...
“Biz de dahil, insanlığın yüksek değerlerini elimizden kaçırdık. Bu da bize silah olarak döndü” diyor...
Bu... Başta şehit anne-babaları olmak üzere, terörün 70 milyon mağdurunu “yakından ilgilendiren” bir beyandır.
Zira, o silahlar... Bütün bir ülkeye, 70 milyona dönmüştür...
Ve en çok da... Ateş düştüğü yeri yakar; şehit anne-babalarına!..
Ortada, “E, ne yapalım, hata olmuş” sözleriyle izah edilemeyecek kadar vahim bir tablo vardır.
Sayın Büyükanıt’tan beklenen, “sözlerinin içini doldurmak”tır...

Böyle, meselelere “teğet geçerek” bir yere varmanın imkânı yok.
Sayın Büyükanıt;
İşaret ettiği 1984 sonrası döneme dahil olan 28 Şubat sürecindeki sorumlulukları da teslim ediyor mu...
Etmiyor mu?..
Mesela; O süreçte, PKK’nın ikinci tehlikeliğe “terfi” ettirilmesi, “silahların bize dönüşünde” etkili olmuş mudur?..
Devletin yetkili organları varken, Batı Çalışma Grubu’nu kurmak...
Ve, böyle bir birimle “fişleme” çalışmaları yapmak, “evrensel değerler” manzumesinin neresinde yer bulur?..
Hem sonra... Evrensel değerler...
Her bireye, “adil yargılanma hakkından faydalanabilme imkanını” sunmaz mı?..
Türk Silahlı Kuvvetleri; “Evrensel değerleri elden kaçırdık” sözleriyle “itirafta bulunan” Sayın Büyükanıt’ın temsil ettiği Kurum...
Mensuplarından bir kısmını, YAŞ kararlarıyla, yani “yargısız infaz”la bünye dışına atmıyor mu?..
Bunu...
Sayın Büyükanıt’ın itirafta bulunduğu günlerde bile yapmıyor mu?..
Günün birinde...
Bir başka Genelkurmay Başkanı çıkacak...
Ve...
Zamanında, bazı ordu mensuplarını yargısız olarak bünyeden uzaklaştırmak büyük yanlış oldu” itirafında mı bulunacak?..
O günleri beklememiz mi gerekiyor?..
“Efendim, yargı yolunu açarsak geri dönerler!..
Bu da disiplin açısından fena olur!..”
Hayır...
Olmaz...
“Askeri yargıya güven duymuyor muyuz?..”
Ya da..
Şöyle soralım:
“Askeri yargıya güven duymuyor musunuz?..”
“Yargısız infaz”ın mazereti mi olur?..
Bugün, “Evrensel değerleri elimizden kaçırdık” diyen Sayın Büyükanıt, yargısız infaz yanlışına dair itiraflarını da emeklilik günlerine mi saklıyor acaba?..

Uzatmak istemiyorum ama...
Hazır;
“Evrensel değerleri elimizden kaçırdık, silah bize döndü” beyanı sâdır olmuşken...
Şu “e-muhtıraya” değinmeden edemeyeceğim...
“Birkaç kız çocuğunun Kur’an, ilahi okumasını” e-muhtıra konusu yapan, “evrensel değerlere saygılı” bir zihniyet midir?..
Bu muhtıranın ne kadar yanlış olduğuna dair itiraflara şâhit olmamız için de, Sayın Genelkurmay Başkanı’nın emekli olmasını mı beklemek gerekecektir?..
Meselelere...
Başa çıkılamaz boyutlara ulaşmadan el atsak...
Ve özgürlükleri, “itirafta bulunma mecburiyeti” hâsıl olmadan tanısak...
Çok daha uygun olmaz mı?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi