Kur’an’ı Anlamak için Arapça öğrenmeli miyim?
Modern cehalet bataklığı, modern hurafeler üretiyor.
özellikle sosyal ve siyasal alanda garip ve acayip dinsel yorumlar, az çok bilgi sahibi olan zevatın ağzını açık bırakacak şekilde arzı endam ediyor.
“Bu kadarı da olmaz” dedirten sessiz çığlıkları az çok konuya ilgi duyan geniş halk kesimlerinin “acaba bu görüşlerin doğru olma ihtimali var mı?” sorusunu ve tereddütünü gidermeye yetmiyor.
Hele Kur’an üzerinde oynanan kelime oyunları ile halkın zihni ve gönlü bulandırılmaya ve din adına kandırılmışlık duygularını yaşamaya mahkum ediliyor olmaları çok ağırıma gidiyor.
Cehalet bir yüktür.
Cehalet körlüktür.
Cehalet ne yöne gideceğini bilememektir.
Cehalet iletişim kanallarının açık olmaması ve insanın her an şaşırtılmaya müsait olması halidir.
Siz Allah için başınızı örterken birisi kalkıp size diyecek ki: “Sen neden başını örtüyorsun, Allah Kur’an’da başını ört!” demiyor ki! Baş örtüsünü meal yapanlar eklemişler oraya!”
Siz eğer Arapça bilmiyorsanız, meal yazanların insafına terkdilmiş hissedeceksiniz kendinizi… İçinizi sürekli kemiren bir acaba “hangisi doğru söylüyor şüphesinden kurtulamayacaksınız?!”
Ben, sırf bu şüpheden kurtulmak ve kaynağı kendi gözümle görüp, anlamını orjinalinden ve derinden keşefedilmek için zaman ayırıp Arapça öğrenmek isterdim. İnanıyorum ki sırf bu sebep bile Arapça öğrenmeye değer…
Hergün Yüce Rabbimin huzuruna durup, dilime pelesenk olan duaları, ayetleri okuyup tek kelimesini anlamıyorsam kendimi cahil hisseder, ibadetimi sadece dilimle değil; hem gönlümle, hem de zihnimle beraber de yapabilmek için Arapça öğrenirdim.
Aslında Arapça öğrenme serüvenimin başlangıcında bu duygular ve cehaletten kurtulma isteği ve azmi vardı.
Şimdi Arapça öğretme isteğimin temelinde de aynı duygular var.
İstiyorum ki duyarlı herkes biraz vakit ayırsın ve Allah’ın kitabını anlayacak düzeyde Kur’an Arapçası öğrensin.
Eskiler, gerek şartların ağırlığından gerekse metod hatasından çok uzun yıllarda bile Kur’an Arapçası dediğimiz, okuduğu Kur’an’ı anlayacak düzeyde bir Arapçayı insanlara öğretmekte çok zorlanmışlar. Bir yığın işe yaramaz dilbilgisi kuralları ile kafalarını doldurmuşlar, üstelik kendi dilinin kurallarını Türkçe olarak bilmeyenlere; Arapça dilinin kurallarını Arapça olarak anlatmışlar.
Böylece, Arapçanın anlaşılmaz ve kolay kolay öğrenilemez bir dil olduğu kanaati, yanlış ama yaygın hale gelmiş. Bir de bunun üstüne insanımızın tembelliğini ve umarsamazlığını ekleyin tablo karşınıza “cehalet vesikası” olarak çıksın!
Dininin dilinden habersiz ama ingilizceyi su gibi konuşan islam toplumları… Hacda bile birbirleriyle utana sıkıla da olsa ingilizce anlaşmaya çalışmaları yüzlerinin kızarmasına ve boşa geçen yıllarına yanmasına neden olmuyor mu?
Yaşı ellisini geçmiş bir yakınım, bana Kur’an’ı anlamak istediğini, bunun için de Arapça öğrenmek için hocalara danıştığında kendisine gülünerek: “bu yaşta mı?” “kesinlikle öğrenmem mümkün değil, zaten biz bile doğru dürüst bilmiyoruz ki! Sen nasıl öğreneceksin?!” denildiğini anlatıp, bana bu arzusunu gerçekleştirebilip, gerçekleştiremeyeceğini sordu.
Ben de kendisine “Eğer isterse kesinlikle öğrenebileceğini, başkalarının sözlerine kulak asmaması gerektiğini, “Kur’an Arapçası öğreniyorum” setine abone olup, azimle çalışmasını söyledim. Okumayı bile sonradan öğrenmiş “Hikmet ablam” dediğimi yaptı, şu anda kendisine gülen o hocahanımlara, Kur’an okuyup anlamını açıklıyor, Arapça ders veriyor. Onlar da başları öne eğik ve mahçup bir halde dinliyorlar ve ona gıpta ediyorlar. (Belki de haset!..)
“Kur’an Arapçası öğreniyorum” setini Hikmet ablam gibi, okul yüzü görmemişleri de gözönünde bulundurarak hazırladım. Ortalama 1 Yıllık bir eğitim süreci Kur’an Arapçasını öğrenmek için yeter de artar bile…
Nitekim tıp öğrencisi bir okuyucumun 2,5 ayda bu seti bitirdiğini ve imam-hatip öğrencilerinin Arapça derslerine yardım ettiğini ve medrese okumuş hocalara 2,5 ayda nasıl bu seviyeye geldiğini anlatamadığını biliyorum. Varsın onlar inanmasın…
“Kur’an Arapçası öğreniyorum” seti 48 ders kitabı ve 48 Video CD’den oluşuyor. Arz Yayıncılık’tan çıktı. Setin bir diğer özelliği de www.arapcaonline.com sitesinden tüm derslere ulaşılabilmesi ve online ders alma, hocaya soru sorma, sınavları ve uygulamaları site üzerinden yapıp anında değerlendirmesini görme imkanının olması…
Biz, üzerimize düşeni yaptık. Herkesin kolaylıkla okuyup anlayabileceği, modern teknolojiyle desteklenmiş bir program çıktı ortaya. Bundan sonrası okuyucuya, bu konuda ızdırap çeken ve arayış içinde olan duyarlı kardeşlerimize kalıyor.
Cehalet, ilimle yenilir. Peygamberimiz beşikten mezara kadar ilmi tavsiye ediyor. Dünyada ve ahirette mutluluğumuz kendimizi yetiştirmemize ve geliştirmemize bağlı. İlk müslümanların çoğu 40’lı yaşlarında Kur’an’ı okumayı öğrenmişlerdi. O yaştan sonra müfessir olmuşlardı. Sahabe, peygamberimizle yakın yaşlardaydılar.
İlim için hiçbir zaman geç değildir, yeterki istek ve azim olsun.
Gelin bugün sizin için yeni bir milad olsun.
“Kur’an’ı anlamadan okuduğum dönem; Kur’an’ı anlayarak okuduğum dönem” diye hayatınızda bir dönüm noktası olsun.
“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”