VAKİT, Rejim ve PKK!..
Bizim gazete çok önemli bir noktada bulunuyor.
Ülkem için hayati bir nokta bu.
VAKİT bir yandan milletin “Dini” değerlerine sahip çıkmaya çalışırken, diğer yandan da, “milletle devlet” arasındaki bağın kopmamasına gayret ediyor.
“Devlet düşmanı” olmamasından dolayı, bazı kesimlerin tepkisine hedef olan bir gazete.
Mesela…
“Darbeci” unsurlar; VAKİT’i gazetelerin en tehlikelisi olarak görüyorlar.
Ve dikkat çekici; PKK’lıları da en fazla rahatsız eden gazete VAKİT!..
Niçin böyle?..
Şunun için:
VAKİT, Ordu’nun “Peygamber Ocağı” niteliğini sürekli olarak öne çıkartıyor.
Ve, TSK adına sergilenen darbe, darbe hazırlığı, muhtıra, değerlere saldırı gibi tavırların, en başta “Kahraman Ordumuza” zarar verdiğini haykırıyor!..
Subaylarımızı, astsubaylarımızı, er ve erbaşlarımızı helikopter kazasına kurban verdiğimiz güne denk gelen 19 Mayıs kutlamalarında, askeriye öğrencilerine tango yaptırılmasına tepki göstermesi tipik bir misal.
Diyor ki VAKİT:
“Ayıptır, günahtır, şehitlerimize, ordumuza saygısızlıktır bu!..”
Bu tepkinin farklı bir anlamı var.
Ordu’ya, Devlet’e sahip çıkıyor VAKİT!..
Bu da, kurumsal olarak TSK’yı değil elbet; TSK içinde illegal faaliyetlerde bulunan bazı odakları sıkıntıya sokuyor.
VAKİT’inki uyandırma harekâtı.
CUMA, Beklenen Vakit, Akit, Anadolu’da Vakit; “tabuların” yıkılma aşamalarını temsil eder.
CUMA dergisi, TSK bünyesindeki bazı sıkıntıları tartışmanın fevkalade tehlikeli olduğu dönemde yayın yaptı.
O’nun kapak konuları dönemin yönetimlerini zıplatırken; vatandaşa da “perde arkasını görme” imkanını sundu!..
Bu bir ilkti, sonrasını da VAKİT çizgisi getirdi.
¥
Ergenekoncular VAKİT’ten nefret eder!..
PKK’lılar da öyle!..
Zira VAKİT; bir Müslüman’ın Marksist, Leninist, ateist bir örgüt olan PKK’ya sempati duymasının mümkün olmadığı gibi bir görüşten hareket eder.
Bu tavra tipik bir misal; bir ara PKK uzantısı DTP’nin ağır topları ile dizi söyleşiler gerçekleştirmiştik…
Sürmanşetler dizisi olarak VAKİT’te yer alan söyleşilerde, PKK’lılar “Küçük çocukların Kur’an öğrenmesine karşı olduklarını”,
“İslam hükümlerinin 1400 sene öncesinde kaldığını”,
“Cemaatleşme faaliyetlerinin tehlike arz ettiğini”,
“Laikliğin kendileri açısından vazgeçilemez, en ufak taviz verilemez ilke olduğunu”
belirtmişlerdi!..
Bu PKK ruhu!..
AİHM’deki savunmasında “Allah Arap icadıdır!” zırvasına yer vermekten çekinmeyen Öcalan ruhu!..
Ve dikkatinize, bu Öcalan ruhunu, Ankara’nın “derin koridorlarında” kriz üreten birtakım “resmi” tiplerde de bulursunuz.
İslam’a “dogma” olduğu için karşı çıktıklarını söylerler, Kur’an eğitimine karşı çıkarlar, namaz kılan değil bale yapan çocuk istediklerini höykürürler filan…
¥
Evet hadise bu;
VAKİT yayın politikası, derin devletle Öcalan arasındaki “ruh birliğini” gün yüzüne çıkartıyor!..
Ergenekonla PKK arasındaki, PKK ile İsrail arasındaki işbirliğini gözler önüne seriyor.
Şehitlere saygı istiyor; bununla birlikte PKK ile mücadelenin “silahla kazanılamayacağı” gerçeğine vurgu yapıyor.
Zira PKK PKK değil!..
Zira; PKK, “derin devlet” uzantısı!..
“Derin devlet”in gayri meşru evlâdı!..
VAKİT buna vurgu yapıyor…
¥
VAKİT toprak kokan bir gazete.
Rejim ve uzantısı PKK; toprak kokan insanımızdan da, VAKİT’ten de nefret ediyor!..
Ve bu gazeteyi yok etmek için akla gelebilecek bütün yöntemleri kullanıyor.
Gazeteye adam sızdırma çabalarından başlayın, yönetici ve etkili yazarlarımızı katletmeye, bombalamaya, kaleşlerle saldırmaya, yalan haberlerle gözden düşürmeye kadar…
VAKİT camiası bugüne kadar binlerce “hukuk katliamı” niteliğinde karara muhatap oldu.
VAKİT’i katletmek için hukuku katletmekten çekinmedi ahlaksız adamlar!..
¥
Şimdilerde, ülke çapına yayılan PKK eylemlerinin “kıskacındaki” ülkemde, VAKİT ruhunun ne büyük “önem” taşıdığı daha iyi idrak edilmekte.
Bu gerçek; dün birlikte olduğum bir grup AK Parti yöneticisiyle sohbette de gündeme geldi.
Güneydoğulu bir AK Parti mensubu; “Bizim oraları çözse çözse VAKİT ruhu çözer!..” deyince…
Daldım gittim…
Türkiye, o noktaya hiç de yakın değil…
PKK bitse bile yenisini üretir ve büyütür bu derin devlet!..