Amerika’da gündem
Washington DC
Eskiden Amerikaya gidip gelenler derlerdi ki Amerika’da halk Türkiye’nin nerede olduğunu bile bilmiyor. Şimdi durum öyle mi? O zaman buraya gelenler, koskoca bir ülkenin meçhul olması karşısında muhakkak ki üzülüyorlardı. Biz ise işittiğimiz takdirkar sözlerden iftihar ediyoruz.
Küçük ve imkansız bir devletin vatandaşı olmak çok zordur. Geçenlerde bir grup insan bir aradaydık. İçimizden biri Angola’dan bir muhasebeciydi. Mevzu internet bağlantısı vs gibi çağdaş iletişim imkanlarına geldi. Söz, Angolalı arkadaşımızdaydı. Zorluklarını anlattı. İçimden dua ettim. Sonrasında bize bir şey sorulmasa diye. Çünkü mahcubiyet yaşayan birine karşı memleketimizle övünmüş gibi olacaktık.
Şimdi Amerika’da Türkiye çok iyi tanınıyor. Ekonomik kudreti de siyasi nüfuzu da İslam alemindeki rolü de gayet iyi kavranmış vaziyette. Eskiler bilinmemekten yakınıyordu, biz ise tanınmanın detaylarıyla hayrete düşüyoruz. Olmadık yerde bir Amerikalı Baba Hannuş yemeğinden söz ederse ne dersiniz?
Burada futbola Score/sakır denmekte. Kendi maçlarına futbol diyorlar. Alt kat komşularımızdan biri orta yaşlarda bir insan. Şirketi adına çalışma yapmak için Rusça öğreniyor. İltifat oslun diye beni ‘sakır’ müsbakasına davet etti. İki ay kadar evveldi. DC ile Şikago’nun maçı varmış. Kalb kazanmak adına kıramadık. Hani futboldan anlasak dert değil ama ortada bir hatır var. Gittik. Nasıl da soğuk bir gün inanılır gibi değil. Zaten DC’de 3 şey inanılmaz çapta soğuk, sıcak ve çıplaklık.
Nerde bizdeki maçların coşkunluğu nerde burası? Aileler maça değil de çoluk-çocuk pikniğe gider gibi. Sahada futbolcular koştururken ben paltoya gömülmüş vaziyette daha ziyade insanların yüzünden sosyolojik tahliller yapmaya çalışıyorum. Stad mı? Karagümrük stadına yakınca. DC maçı kaybetti.
Dişlerimiz çarpa çarpa arabaya koştuk. Geçenlerde tanıdık bir bayan yekten bize ‘sakır’ı sevip sevmediğimizi sordu. Amerikan futbolunu soruyor sandım. Hayır, dedi Türkiye’de. Takımımı kasdediyormuş. Cevabı alınca, benim bir arkadaşım var dedi, Bursaspor’lu. Amerika’da Bursa-spor’lu Amerikalı. Şaşırmaz mısınız?
Futbol olarak farklı bir oyunu bilen.
Avrupa futboluna ‘sakır’ diyen.
Stada bile stad demeyen bir Amerika.
Bu Amerika, Gana’ya yenilerek Dünya Kupasına veda etti. Buradan ne çıkar? Çıkacak olan şu. Sanata ve eğlenceye hükmedilemiyor. Spor
nihayetinde bir eğlence. Veya öyle idi. Şimdilerdeyse bir endüstri.
Amerika Gana’ya yenildi. Fakat Amerikalının çok umurunda olacağını sanmıyoruz. Amerika’nın gündeminde iki konu var. Biri, BP petrol kuyusunun Meksika körfezini kirletmesi. Amerika’nın terörü de bu. Hakikaten dehşet saçıyor. Başları basbayağı dertte. Her haber buna dair, her yorum artarak devam eden petrol kirlenmesiyle alakalı. Diğeri ise piyasaların durgunluğu ve bunun yol açtığı işsizlik.
Buna rağmen Barack Obama, enkaz devraldım demiyor.
Halbuki sıkıntısı az değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.