Arap orduları neden başarılı olamıyorlar?
Bu sütunda, bir süre önce yine yazmıştım: Arap Müslümanlığı İslâmın, daha çok itikat ve ibadet temellerine dayanıyor. Araplar, ilimde, irfanda, teknikte... Kur’an’ın emrettiklerini dikkate almadıkları için, hem gerilerde kalıyorlar, hem de savaşlarda büyük yenilgilere uğruyorlar. 100 milyonluk Arap dünyasının, 3.5 milyon nüfuslu İsrail devleti karşısında darmadağın olmasının asıl sebebi, Kur’an’ın büyük aydınlığından kopmalarındandır. İslâmiyeti, sadece bir itikat ve ibadet dini sanmalarındandır. “İki günü birbirine eşit olan Müslüman ziyandadır. Bugününüz dününüzden, yarınınız bugününüzden önde olmalıdır.” “Alimin yüzüne bakmak bile ibadettir” veya “İlim, kadın-erkek her Müslümana farz kılınmıştır!“ diyen bir Peygamberin ümmeti, ilimden ve irfandan uzak kalırsa, netice başka türlü olamaz.
22 Arap devleti arasında neden birlik-beraberlik yok? Arap ve Müslüman Mısır devleti, Gazze’ye yardım malzemesi götüren vasıtaların geçişine neden izin vermiyor? Ve İsrail’in Gazze işgaline karşı Türkiye’den yükselen öfke, 21 Arap devletinde neden görülmüyor? Arap kardeşlerimiz, Gazze Müslümanları, ilimde, irfanda teknikte gereken hamleleri yapmazlarsa, hep hüsranla karşılaşacaklardır. “Düşmana, düşmanın silahlarıyla karşı koymayanlar“ yakan, yıkan, öldüren... İsrail füzeleri karşısında, bir defa değil bin defa bile “Allahü ekber!“ diye haykırsalar zafer kazanamayacaklardır.
Elimde merhum Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre’nin 1988 yılında yayımlanan bir araştırması var. Oradan öğreniyoruz ki Amerika’da bir yılda 204.632 ilmi araştırma yapılmış. Aynı şekilde İngiltere’de 1988 yılı içinde; 42.338, federal Almanya’da 26.186, Sovyetler Birliğinde 25.313, Japonya’da 32.637, Fransa’da 32.468 ilmi araştırma yapıldığı halde; Türkiye’de 368, İran’da 197, Irak’ta 184, Libya’da 88 ve Suriye’de 21 ilmi araştırma olmuş. Bu rakamlar, Türkiye’nin ve bütün Arap dünyasının, Batının, neden gerisinde kaldığını göstermiyor mu?
Emekli Kurmay Albay Sayın Osman Nuri Ararat, lütfederek bana ciddi bir tesbit göndermiş. Kurmay Albay Ararat, Arap dünyasının mağlubiyeti üzerine yazdıklarıma aynen katıldığını belirtiyor.
Sayın Ararat, şu anda, Orta Doğu’daki Amerikan askerlerine öğretmenlik yapan -ABD ordusundan emekli- Alb. Norville de Atkine isimli bir subayın tesbitlerini gözümüzün önüne koyuyor. Norville 30 yıldan beri Orta Doğu üzerinde çalışan bir emekli Alb. olarak şöyle demektedir: “Arap savaşlarındaki başarısızlık, ekonomik, teknik ve ideolojik olabilir. Ancak, daha önemlisi, Arapların kültür özelliklerinden ve sosyal yapılarından kaynaklanmaktadır. Araplar, aşırı merkeziyetçidirler. Esneklikten yoksundurlar. Bilgiyi yaymaktan uzaktırlar. Alt rütbedeki subayların liderlik vasıfları önlenmektedir. Subaylar, öğrendiklerini kendilerinde tutarlar. Başkalarına öğretmezler. Ezberci bir eğitim sistemine kilitlidirler. Liderlik vasıfları yoktur. Belirli kalıpların dışına çıkamazlar. Astsubay yetiştirmekte başarılı değillerdir. Askerler, askerlik hizmetinden nefret ederler. Ve subaylarına karşı kin beslerler. Mesela Mısır’da, çölde yapılan bir tatbikat sonunda subaylar kendi arabalarına binip şehre dönerlerken, askerler, çölde yalnız başlarına bırakılıyorlar...”
Alb. Atkine’yi okurken, Hz. Ömer’le kölesinin bir deveye sırayla binerek yol aldıklarını hatırladım. Nerede Hz. Ömer, nerede askerini çölde çaresiz bırakıp arabasıyla Kahire’ye dönen yeni Mısır kumandanları?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.