Referandumda boykotçularla hayırcıların konumu...
BDP Anayasa değişikliği referandumunu boykot edeceğini söyleyerek bir bakıma mahcup bir retçi konumunu benimsemiş oluyor.
Boykot adı altında aslında, son tahlilde, referandumda çekimser kalındığını dermeyan etmiş oluyor.
Bu tutumun pratikte tekabül ettiği anlamın mahiyeti açık değil mi? Çekimser kalmak... Böyle durumlarda çekimser kalmak, son tahlilde, en az benimsenen veya hiç benimsenmeyen şıktan yana oy vermiş olmaya dönüşür. Evet veya hayır'dan yana esirgenmiş olan her bir oy, aslında, en az benimsenen şıkkın güçlenmesinden yana verilmiş bir oy haline gelir.
Böylece bu tutumun sonunda, eğer BDP, hayır oylarının çok çıkması istikametinde bir sonuç ummak istiyor idiyse, oy vermemek suretiyle evet'ten yana çıkmış olacaktır. Ve tersi... Bu, elbette kendisinin bileceği bir iş. Ancak amaçlamadığı sonucu elde edeceğinin bilincinde olması gerekir.
Politika, rakibin gücünü kendi lehine imale etme sanatı ve maharetidir.
Oysa boykotçular ne yapıyor? Salt Ak Parti zayıf düşsün diye, aslında ve en dibinde kendilerinin de taraftar olmadıkları fikre destek vermiş oluyor. Bunu gizlemek için de abuk sabuk gerekçe düzüyorlar.
Örneğin retçilerden birileri diyor ki, Anayasa değişikliği işsizliğe, enflasyona, şuna buna çare mi olacak? Böyle düşünmek aslında referanduma neyin sunulduğunu bile bilmemek anlamına gelmez mi? Referanduma sunulan değişiklik teklifini doğrudan bu hususlarla ilgili görmek onun mahiyeti hakkında vahim bir yanılgı olur.
Ancak böyledir diye, mezkûr Anayasa değişikliğinin bu hususlarda bir etkisi bulunmadığı anlamı da çıkmaz. Yalnızca askerî harcamaların denetime açılması, hazinede dikkate değer bir tasarrufun yolunu açmaya müncer olabilir.
Özetle, retçi cephe, referandumu Ak Parti'nin tasarrufuna indirgemek suretiyle, sonuç evet'le bittiğinde bu sonucun bütün nimetini o partiye bırakmış olacaktır. Eğer hayır çıkarsa bundan belki ülkenin kaybı olur, fakat Ak Parti bundan zararlı çıkmaz. Çünkü o, elinden geleni yapmış kabul edilir.
BDP bu pakette bazı önerilerinin yer almadığını da gerekçe göstererek ona karşı çıktığını ifade ediyor. Bu defi de aslında geçerli bir gerekçe sayılmaz. İşte zaten tam da bu yüzden paket genelde yetersiz bulunuyor: orada bulunması gereken bazı hükümler orada bulunmadığı için... Kaldı ki, referandumda oylanacak olan hususlar, pakette yer alan hususlardır. Paketin dışında bırakılmış olan hususlar zaten oya sunulmuyor.
Dolayısıyla ret cephesinin işi zor görünüyor. Ret gerekçesinin mantığını bulmak imkân dışı kalıyor.
Boykotçulara söylenecek son husus şudur: sayılacak olan oylar sandıktan çıkacak olan pusulalardır. Sandıktan çıkmayan pusulalar sayılmayacaktır. Binaenaleyh zaten yok olan bir oyun anlam dünyasında tekabül ettiği hiçbir gerçeklik mevcut olmayacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.