Daha 40 gün var.


Liderler bu tempoda devam ederse, başımıza çok iş gelir.

Onlara biraz sakin olmalarını, biraz sorumlu davranmalarını öğütleyecek kimse yok mu?

Yok.

Etraf dalkavuk dolu.

- Çok güzel konuşuyorsunuz efendim, daha sert efendim, daha sert... Halk size bayılıyor efendim.

*

Referandum değil. Sanki belâ.

Bir taraf rüşt ispatı peşinde, öbür taraf güvenoyu derdinde, daha öbür taraf tabanını diri tutma peşinde...

Ne söylediklerini kulakları duymuyor.

Lafın nereye gideceğini, gittiği yerde neleri tetikleyeceğini kimse hesaplamıyor.

*

Oylamayı kaybeden, sanki varını yoğunu ve hayatını kaybedecek sanırsınız.

Nedir, ne oluyor?

Neticede bir referandum bu.

Böylesine ölüm-kalım meselesi yapacak idiyseniz, niçin bu kadar büyük bir kumara kalkıştınız?

Sadece liderler değil...

Öyle konuşmacılar var ki, sırf arka bahçelerinde rahat nefes alabilmek için memleket yansa razılar... Üç beş alkış onlara yetiyor.

*

Ciddiyet desen, zaten tükenmiştir. İşte... Hepinize pek eksantrik gelen zat, 27 Nisan Muhtırası’yla ilgili öyle bir iddiada bulunmuştur ki, bundan sonra konuşacağı lafların da ciddiyeti kalmamıştır.

Nereden çıktı bu referandum?

Buyurun, mübârek olsun.