Demek ki mümkün
Eğer 10 yıl evvel size söyleselerdi ki:
- Aysel Tuğluk, İmralı’ya gidecek, Öcalan’la görüşecek, barış yolları için birlikte kafa yoracak.
İnanır mıydınız?
Eğer 10 yıl evvel size söyleselerdi ki:
- Ahmet Türk, Kandil Dağı’na gidecek, silahların bırakılması için PKK yönetimini ikna etmeye çalışacak.
İnanır mıydınız?
Dahası... Eğer size 10 yıl değil, 3 yıl evvel söyleselerdi ki: BDP ile tatlı bir diyalog kurulacak ve yeni bir anayasa için -bâri- prensibe varılacak.
İnanır mıydınız?
Ben inanmazdım.
***
Açılım, meşhur Habur görüntüleri yüzünden sekteye uğradı ama bu seferki yol galiba tamamdır.
Tamamdır da, eksiktir.
CHP’nin desteği şart.
Hele MHP’den avans alınırsa, hedefe daha kolay ulaşılır.
Öyleyse iktidar, hiç bıkmadan usanmadan muhalefetin peşine düşmeli, ne yapıp edip onunla birlikte yürümelidir.
Şöyle bir tablo düşünün:
Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Bahçeli... Ve mümkünse öbür liderler... Hep beraber Güneydoğu ziyaretindeler... Davullarla, zurnalarla, zılgıtlarla karşılanıyorlar. Ortada daha fol yok yumurta yok ama böyle bir ziyaretin estireceği barış rüzgârlarını tahmin edebiliyor musunuz?
Diyeceksiniz ki:
- Rüya görüyorsun.
Evet görüyorum.
10 yıl evvel de rüya görüyordum. Çoğu gerçek oldu. Şimdi gördüğüm rüya niye gerçek olmasın?
***
Kimi milliyetçiyim diyor, kimi ulusalcıyım diyor, kimi liberal, kimi de demokrat ve sosyal demokrat.
Haydi bakalım.
Ortak payda yurtseverlik olduğuna göre, herbirinden partisini, ilkesini, hatta ülküsünü aşan adımlar bekliyoruz.
O adımlar gelmezse ne olur.
Hiç.
Nasılsa hedefe yine varılır.
Ama vakit kaybedilir.
Yazık değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.