Tek başına mı?
Adı ister bildiri olsun, ister muhtıra... Fakat Genelkurmay Başkanlarının oturup bunu tek başlarına yazmaları âdetten midir?
27 Nisan’ı konuşuyoruz.
Bu kadar mühim bir metin, kimseyle istişare yapmadan, tek başına yazılır mı?
Paşa öyle diyor:
- Ben yazdım. Tek başıma yazdım, internet sayfasına koydum.
Vallahi bravo.
Hem de gecenin o saatinde.
***
Biz ne bildiriler gördük.
Ekip halinde hazırlanır. Redaksiyonu bazen günler sürer.
Çok dikkatli yazılır. Üzerinde kesin mutabakat sağlandıktan sonra kamuoyuna sunulur.
Belli ki bu öyle olmamış.
Paşa karar vermiş, oturup yazmış. Belki ölçü kaçmış.
Keşke hemen internete vermeyip, sabah -sâlim kafayla- tekrar bir okusaydı.
***
Herhalde çok beğenmiş ki ben yazdım diye övünüyor. Kimseyle paylaşmıyor.
Ya da arkadaşlarını korumak için sorumluluğu tek başına üstleniyor.
Ama hangi sorumluluk bu?
Hangi muhtıra’dan kim sorumlu tutulmuş ki?
Böyle bir adet yok ki.
Her neyse.
***
Şimdi Paşa için suç duyurusu.
Bir şey çıkmaz.
Paşa, adliye’ye gidip der ki:
- 35. Madde’den aldığım yetkiyle...
İşte o kadar.
Ben size hep söylemiyor muyum ki, bu 35. madde, başarılı darbecilere ‘dayanak’ falan değil, ama başarısız darbecilere düpedüz ‘sığınak’tır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.