Sadece CHP milleti oy versin, diğer yüzde 80 sadece şehit olsun!
Siyaset dünyasında yaşanan son gelişmeler, sokaktaki adamı bir hayli tedirgin ediyor. Sanki seçimleri bundan birkaç ay önce yapmadık. Sanki Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi için referandum sandığına hiç gidilmedi. Sanki Abdullah Gül, ağır bedeller ödeyerek çankaya Köşkü'ne çıkmadı. Türkiye 2007 yılını yeniden yaşıyor gibi. İş dünyası tedirgin. İktidar partisinin kapatılmasının nelere mal olacağını herkes görüyor! Avrupa Birliği tedirgin.
Olli Rehn açık açık Türkiye'ye müzakere kapısının kapanabileceğini söyleyebiliyor. Bu gelişmeler tam da çetecilerin tarif ettiği, istediği şeyler değil mi? Bence Avrupa Birliği Ergenekoncuların hoşuna gidecek şeyler söylememeli aksine Türkiye'ye daha da sahip çıkmalıdır.
çünkü Türkiye'yi kaybetmek, Avrupa Birliği'ne tahmin edilenden çok daha pahalıya mal olacaktır. AB'den kopmak ve ekonominin çökmesi tam de darbecilerin bir taşla vurmak istediği büyük planın ilk adımları. Bütün bunların olabilmesi için ilk olarak AK Parti'nin kapatılması gerekiyor.
Gordiyon'un düğümünü çözemeyeceklerini, bu düğümün ancak kılıçla kesilebileceğini çok iyi biliyor onlar. Sandık elbette hoşlarına gitmeyecektir. Başbakan'ın muhaliflerini sandığa çağırmak yerine daha somut adımlar atması şart. Dün büyüme rakamları açıklandı.
Son 5 yıl büyüme rekorları kıran Türkiye, 2007 yılında sadece yüzde 4,5 büyüme hızı yakalayabildi. Bu verinin analizini elbette işin uzmanları daha iyi yapacaktır. Ama çıplak gözle bakıldığında bile 2007'nin ağır hasarlarının yeni yeni ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
2008 yılının ilk üç ayı bitti. Ama taşlar hâlâ yerine oturmadı. Oturacak gibi de görünmüyor. 2008'i de kaybedersek, ülke olarak önümüze çok daha zorlu, çok daha çetin sınavlar çıkacaktır, hiç kuşkunuz olmasın. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın hukuki değil siyasi bir iddianame hazırladığı gün gibi ortada. Dün birçok gazetede bununla ilgili yorumlar vardı.
Sadece hükümet yanlısı olduğu iddia edilenler değil, her fırsatta Başbakan'a yüklenenler bile bu durumu kabul etti. Başsavcı, davayı "Türban düzenlemesi" yüzünden "millet" adına açtığını, kimseden talimat almadığını söylüyor.
Ancak son 5 yılda yapılan anketler, (buna Hürriyet Gazetesi'nin de anketi dâhildir) halkın yüzde 80'inin başörtüsü yasağının kaldırılmasını istediğini gösteriyor. Bu durumda Başsavcımız hangi milleti temsil ediyor? CHP milletini mi? öyle olmalı...
Eğer millet sadece CHP'ye oy verenlerden ibaretse, vergileri de sadece onlar versin. Askerliği de onlar yapsın. Ne de olsa onların oyları, çobanlarınkinden daha değerli...
Dağdaki çobanlar ve diğer yüzde 80 sadece şehit olsun. Var mı böyle bir taksimat kuzum! Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa... Yazıklar olsun!