Afrika’da derbi heyecanı...
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini bugüne kadar hep Türkiye’de izledim. Ancak bu defa farklı bir şey oldu.
Değerli dostlarım, kora kor geçen ve Fenerbahçe’nin 2-1 galibiyetiyle biten bu büyük müsabakanın heyecanını dost ve kardeş Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşadım.
Gerek Fenerbahçe’nin, gerekse Beşiktaş’ın ve de Galatasaray’ın Avrupa’nın pek çok ülkesinde sevildiğini biliyordum, ancak bu takımlarımız arasında oynanan derbilerin Afrika kıtasında da merakla takip edildiğini doğrusu tahmin etmiyordum..
Sudan’da bulunmamızın hikmeti sebebi, İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) organize ettiği ve bir çok gariban Sudanlının gözlerinin ameliyatla açıldığı katarakt projesiydi…
Hartum’da 3 gün kaldık ve ekseni insana yardım bu projeyi yakından takip etme imkânını yakaladık. Ama yukarıda da belirttiğim gibi bir yandan da kulağımız İstanbul’da Cumartesi günü oynanacak olan derbideydi.
Hartum’da 5 bini aşkın Türk vatandaşı yaşıyor. Ve bu insanların pek çoğu da futbol meraklısı.. Lig TV’nin yayınları buradan da izleniyor. özellikle de Hartum’un işlek bir caddesinde bulunan “AFRA” alışveriş merkezinde Türkiye’de oynanan bütün lig maçları keyifle izleniyor..
Hartum’un en mutena caddelerinden birinde bulunan Hataylı İskender Bey’in “Hatay Sofrası” isimli lokantasındayız ve derbiyi soruyoruz İskender ustaya; “Neden maçı izlettirmiyorsun müşterilerine?..” İskender Bey cevap veriyor; “Beyefendi daha lokantayı yeni açtık, inşallah çarşamba günü (bugün) oynanacak olan Fenerbahçe-Chelsea maçını uydudan seyrettireceğim müşterilerime!..” Hartum’da durum bu..
Evet, kıymetli dostlarım, dönelim Beşiktaş-Fenerbahçe müsabakasına.. Fenerbahçe, bu önemli maçı takım kaptanı Alex’in attığı gollerle kazandı.. İkisi de usta golleriydi. Biri kafayla, diğeri ise milimetrik bir şekilde köşeye...
Geçtiğimiz hafta yazdığım bir yazıda “Eğer, derbiyi Fenerbahçe kazanırsa, arayı açar” demiştim. Ve devam etmiştim; bu neticeyle de Beşiktaş fevkalâde sıkıntıya girer!.. Şu an durum aynen öyle.. Beşiktaş’ta kazan içten içe kaynıyor..
Fenerbahçe, lig trafiğinde taraflı tarafsız herkesin takdirini alıyor.. Beşiktaş gibi seyircisini 90 dakika arkasına alan ve çok koşan bir takımı üstelik de İnönü’de devirmek kolay iş değil.
“İlk golü atıyorsun, ardından maçın bitimine 15 dakika kala beraberlik golünü yiyorsun, fakat bozulmadan bir gol daha bulup, böyle tansiyonu yüksek bir maçı alıyorsun!..”
Gerçekten zor mesele..
Tabii, bu maçta da hakemin tartışılacak pozisyonlara imza attığını görüyoruz.. Colin Kazım’ın ceza sahası içinde topa elini uzatmasını “topun ele çarpması” olarak değerlendirdi Yunus Yıldırım, ancak bir başka hakem olsaydı belki de penaltıyı basabilirdi..
Ki, bana göre de pozisyon penaltıydı..
Bir de taça çıkmış topun içerde sayılma hadisesi var.. Benim de gördüğüm, topun çizgiyi geçtiği şeklindeydi.. Fakat o pozisyonu pek önemsemedim.. Zira o hareketten sonra top, Beşiktaşlıların ayağına geliyor.. Ama topu kullanamıyorlar, ya da uzaklaştıramıyorlar ardından da rakibe kaptırıyorlar.. Dönen top da Alex’in kafasından gol oluyor..
Evet, şöyle veya böyle maçı Fenerbahçe kazandı.. Biraz şansları yaver gitseydi veyahut Kazım, Ali Bilgin ve Kezman, son vuruşlarda becerikli olsalardı, Fener açısından netice açık farklı da olurdu.. Yani; Beşiktaş penaltı verilmedi olayına pek sığınmamalı..
Samimi görüşüm şudur; Beşiktaş üç yıldan bu yana İnönü’de Fenerbahçe’ye mağlup oluyor.. Niye bu mağlubiyetler?.. Neden?.. Bunun üzerinde ciddi olarak durulmalı..
Netice-i kelâm; Fenerliler bu neticeye ne kadar sevinseler azdır.. Tabii ligin bitmesine 6 hafta daha var.. Ve Fenerbahçe iki hafta önce Beşiktaş’ın 2 puan gerisindeydi.. Şimdi ise aradaki fark 5’e çıktı..
üstüne üstlük Gaziantepspor’u Ali Sami Yen’de yenemeyen Galatasaray’da Fener’e çalıştı ve 2 puan bırakarak adeta Fenerbahçe’yi zirveye itti..
Bu da futbolun cilvesi olsa gerek.