Rijkaard’a can simidi

Futbolun yerel kupası hariç bütün platformlarında hayli hasarlı depremler yaşayan Galatasaray, transfer döneminde alabora olmuş Eskişehir önünde 3 puana çok da bir şey oynamadan ulaştı diyebiliriz.
Rijkaard‘ın spor medyasındaki sağlıklı futbol tespitçileri ile belki de kendi takımındaki bazı oyuncuların da gösterdiği dörtlü orta saha formülüne sarılarak oyuna başlayışı en azından ev sahibine oyunun başlarındaki etkileyici dakikaları sunmayacaktı. Elano‘nun orta dörtlünün solunda görev alarak Brezilya Milli Takımı’ndaki görevinin tam tersinde bir yerde aynı işlevi göreceğini uman Rijkaard, sanıyorum devre biterken bu görüşü terk etmişti. Bu oyuncunun yerine Aydın‘ı alıp dörtlüyü bozmak, üçlü bir orta alanla neredeyse Arda‘yı serbest konuma sürmek Eskişehirspor‘un zaaflarla dolu kadrosunu sallayabildi. Bu süreçte ev sahibinin bütün tehlikeli ataklarını Galatasaray kalesine taşıyan, bu yüzden de Rijkaard‘ı terleten Burhan‘ın oyundan alınması ise Rıza Hoca‘nın bu maçtaki en can alıcı falsosu oldu. Batuhan‘ın yerine de Eskişehir’in sayfiye yerlerinden güzel bir ağaç konsaydı Galatasaray savunmasının daha fazla bunalabileceği gerçeğini görmemek de Eskişehir kulübesindeki teknik heyetin bir başka falsosu oldu. Karşılıklı kaleci, ikramlarıyla tabelaya yazılan 1-1, iki takımın da orta sahadaki gereken yapıcı özelliklerden uzaklaşışı ile sanki maçın skoru olabileceği tahmininde çok kişiyi birleştirmişti. Ama Arda‘nın yukarıda da işaret ettiğim gibi serbest dolaşımdan yararlanıp birini kaçırdığı, diğerine de Volkan‘a attırdığı golle tabelayı değiştirişi ile ev sahibinin gardını hemencecik düşürüşüne de şaştım.
Geçtiğimiz hafta Konya‘da dönen bir topu gol yapan çakma Pele‘nin oyunun sonuna kadar Eskişehir’in umudu biçiminde Rıza Hoca tarafından sahada tutulması ise düne kadar çok eleştirdiğim Rijkaard‘ı kurtardı diyebilirim.