Taha Akyol

Taha Akyol

Erdoğan Diyarbakır’da

Erdoğan Diyarbakır’da

BAŞBAKAN’IN Ağrı mitingini TV’den izledim. Gerçekten Edirne’de nasıl konuştuysa, Ağrı’da da öyle konuştu.
Bugün Diyarbakır’da da öyle konuşacağını söyledi zaten.
Başbakan, bıçak sırtında yürüyen referandumda BDP’nin boykotunu evete çevirmek için bu partinin talepleri doğrultusunda bir konuşma yapsa, bu orada kalmaz, Türkiye’nin batısında daha büyük yankılar yaratır zaten.
Demirel’in 1991 seçimlerinde Manisa’da “Bunlar ne verirse ben beş fazlasını vereceğim” sözünü de bütün Türkiye duymuştu, o zaman bugünkü TV’ler ve canlı yayınlar olmadığı halde...
Gelişen medya iletişimi sayesinde artık politikada “orada öyle, burada böyle” konuşmanın oportünist anlamı bile kalmamıştır!

Kürt sorunu ve partiler
Erdoğan tabii ki “Kürt meselesi benim meselemdir” diye konuşmuş, “açılım”ı başlatmış bir Başbakan’dır. Diyarbakır konuşmasında elbette bu meseleye ilişkin görüşlerini yine anlatacaktır.
Ağrı konuşmasında BDP’ye haklı eleştiriler yönelten Erdoğan’ın aynı eleştirileri Diyarbakır’da da seslendirmesi tabiidir. Başbakan’ın özellikle “boykot”u eleştirmesi doğaldan öteye gereklidir de...
Bölgede AKP’nin oyları BDP’den yüksektir ve bu Türkiye’de herkes için ve çözüm için kuvvetli bir zemindir.
Başbakan ‘ters’ konuşmalarla bu tabanı BDP’ye mi itsin?! Elbette kapsayıcı konuşacaktır.
Keşke CHP de bölgede oylarını arttırsa...
Güneydoğu’da BDP’nin ‘tek parti’ haline gelmesi demokrasiyi tahrip eder, sorunu büsbütün kangrenleştirir.
PKK-BDP’nin “boykot”taki amacı zaten bölgede ‘tek parti’ haline gelmektir.
Onun için ben, MHP lideri Bahçeli’nin AK Parti’yi bölgeden koparacak söylemlere zorlamasını doğru bulmuyorum. Kılıçdaroğlu’nun açıkça “terörün bitmesi” şartına bağlayarak “genel af”tan bahsetmesini ise doğru buluyorum.
MHP’nin elbette demokratik ve sosyolojik zemini ve işlevi vardır. Ama Erdoğan ve Kılıçdaroğlu bölgede MHP kadar oy alabilir hale gelirse bunun yaratacağı ‘siyasi coğrafya’yı görmek zor olmasa gerek!

İki kanatlı demokrasi
Bu noktada çok önemli bir kitaptan bahsedeceğim: 1966’da yayımlanmış olan bu bilimsel eserde, gelişmekte olan ülkelerde farklı aidiyetleri geniş siyasi çatılar altında toplayan büyük kitle partileri kökleşemediği takdirde kimliklerin sert şekilde politize olacağı, hatta siyasi sistemin parçalanabileceği anlatılıyor: İtalyan siyaset bilimci LaPalombara’nın Political Parties and Political Development adlı eseri.
Evet, Menderes’in DP’si ile İsmet Paşa’nın CHP’sini kapatan darbeciler Türkiye’nin siyasi sistemini dinamitlemişlerdir!
Böyle baktığım için yıllardan beri “iki kanatlı demokrasi”yi savunuyorum.
Demokrasilerde terörsüz ayrılıkçı partiler de olabilir. Ama entegrasyonu sağlayacak büyük kitle partileri son derece gereklidir. Zira çözüm, büyük partilerin yaratacağı geniş ortak zeminlerde gelişir.
Onun için Erdoğan’ın Diyarbakır mitinginin başarılı geçmesini diliyorum. Partisinin tabanıyla Türkiye’nin coğrafi bütünlüğünü güçlendiren Erdoğan’ın, otoriteryen mizacına daha fazla kapılmayarak ülkedeki siyasi gerilimi düşürmesini de temenni ediyorum.
Kılıçdaroğlu’nun türban ve Kürt sorunları konusundaki açılım niyetini de destekliyorum, kararlı olmasını diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi