Bir kısım Kürtler hayır diyecek, bir kısım Kürtler evet diyecek, bir kısım Kürtler de boykot çağrısına uyup sandığa gitmeyecek.


Bu, Kürtler’in bölünmesi demek değildir.

Sadece bir tercihdir.

***

Bunu bölünmek biçiminde takdim edenler, önce Türkler’e baksınlar.

Çünkü Türkler’in de bir kısmı hayırcı, bir kısmı evetçi, bir kısmı ‘bana ne’ci...

Dahası var.

Genel seçimlerde çeşitli partilere dağılıyor oylar.

O da bölünmek mi demektir? Hem de paramparça, öyle mi?

Diyarbakır’ı mercek altına alırken, ölçüyü kaçırıp artık saçmalıyoruz.

- Şehir ikiye bölünmüş.

Ne münasebet.

Şehir, şahsiyet sergiliyor.

Siz ne istiyorsunuz?

Tek tip insan mı?

Onu Kandil Dağı’nda bile bulamazsınız.

***

Keşke mümkün olsaydı da Kürtler’i temsil ettiğini söyleyen parti, yurt çapında boyunun ölçüsünü alsaydı...

Ama boykot çağrısına kaç kişinin uyduğunu maalesef hesaplayamayacağız. Zira sandığa gitmeyen bütün tembeller de aynı hânede gözükecek. Çare büyük seçimi beklemektir.

Ama yine de Diyarbakır’da referanduma katılım oranını iyi takip ediniz.

Bakalım, orada yaşayanlar halk mı, yoksa tebaa mı?