İçinde basketbol dünyasının sihirbazlar ülkesi olan ABD’nin de bulunduğu dünya basketbol şampiyonasında şimdilik ilk 4’ü garantilemiş olmak; Türk sporu adına açık ve net biçimde tarih yazmaktır.
Arşivlerimizde duran Avrupa ikinciliğinden sonra, yine kendi topraklarımızda şimdilik böyle bir zafere ulaşmak sakın ola ki ‘ev sahibi avantajı’ desteğiyle elde edilmiş sanılmasın. Çünkü Basketbol Milli Takımımız dün akşam turnuvanın en iyi top paylaşan, ekstra pasta zirveye oturmuş takımı Slovenya’ya bu imrenilecek davranışlardan hiçbirini yaptırtmadı. Tam tersine bunların hepsini biz yaptık.
Bundan önceki Fransa maçından sonra yazdığım yazıda demiştim ki; basketbolcularımızın maçı ne kadar domine ederlerse etsinler, skoru ne kadar cilvelerini de hesaba katarak garantilemiş olurlarsa olsunlar, ciddiyetten, oyun disiplininden kopmayışlarına doğrusu hayranlık duymamak mümkün değil.
Slovenya takımındaki Lakovic, Becirovic‘in; hem milli platformda hem de kulüp takımlarındaki sihirli şut ve asistleri, bu defa Kerem Tunçeri, Ender ve bizim Sinan tarafından sunuldu. Hidayet‘in maçın başında NBA patentini Slovenya takımının alnına yapıştırışı tabi ki bu süper zafere açılan kapının anahtarı da oldu.
Kimi yazsam ki?.. Hep kendi kendime soruyorum... Acaba Kerem Tunçeri‘yi mi, Lakovic‘i benche zapteden Ömer Onan‘ı mı, uzunlarımızın rakip potayı delik deşik edişlerini mi sıralayıp yazıya koysam, yoksa Tancevic’ten başlayan bu atlet adaleleri masajıyla yoğuran masörümüze kadar kimseyi ayırmadan şapka mı çıkarsam?
Yine Fransa yazımın sonunda Slovenya’nın, tanıdık çok oyuncuyla dolu olduğunu bu nedenle şifresi hakkında ciddi ve erken bilgilerimizin oluşunu bir avantaj olarak göstermiştim. Ama ben nerden bilebilirdim ki, böyle bir basketbol ekolünü neredeyse 30 farkla yenebilelim?
Savunmada görev ve adam paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu sergilerken, sayı atma ustalığına da inanılmaz bir soğukkanlılıkla ulaşmış olmamız bence Türk sporunun altın tablosu olarak karşımızda durmaktadır. İster misiniz, Avrupa’nın 1 numaralı ekolü Sırbistan’ı da yenip hatta ardından gelecek olanı da devirip dünya şampiyonu olalım. Yok artık diyeceğim ama Hidayet ve ekibi dedirtmiyor işte...