Geçen sezonun şampiyonu ve bu sezonun dün akşama kadar tulum puan çıkarmış ekibi Bursaspor, 1-0 yenilgiden maçı çevirebildiği için tabelada alkışlanabilir ama, asıl övgüyü ben başka bir platformda yapacağım. Bursaspor, 19. dakikada yediği golden sonra müsabakanın bitiş düdüğüne kadar, hafızam beni yanıltmıyorsa deorganize olup paniğe kapılıp tek bir şişirme top kullanmadı. Bu, bence takım oyununu oynamayı iyiden iyiye sindirmiş bir futbol topluluğunun, bizim ligde alkış alacak çok önemli, belki de bu özelliğe sahip tek takımıdır. Ertuğrul Hoca’nın Insua denemesi, Ali Tandoğan-Volkan darbe şirketini özellikle hücuma kalkındığnda bayağı olumsuz etkiledi diyebilirim. Ozan İpek‘in Sercan‘a attırdığı gol zaten yapılmazsa ayıplanması gereken bir haketetti ama aynı Ozan, tek bir hücum zenginliğine dahi ulaşamadı, sadece Vederson‘a ve orta alana yardımcı olabildi. Sercan‘ın da bir-iki şık dönüş hareketinin dışında esarete yakalanışı, Bursaspor’un hücum organizasyonlarını aksatmasına rağmen, yukarıda da değindiğim gibi hep yerden pasla rakibi dağıtmaya çalışmaları çarpıcıydı.
Eskişehirspor, kalabalık ve top kullanan bir orta alanıyla Bursaspor’un öne çabuk ve etkili çıkışını engellemeyi planlamıştı. Ivankov‘un hediyesi ile öne de geçmişti ama 3 oyuncusunu birden sedyelik sakatlıklarla kaybetmesi hayli düşündürücü oldu. Acaba Eskişehir, içinde bulunduğu krizden kurtulmak adına milli maç boşluğundan da yararlanıp aşırı idmanla yıpratılmış mıydı?
Şimdi salı akşamı Ömer rotasyonuna uğramış ve kadrosunu idareli kullanmış bir Bursaspor’dan Avrupa Kupası’na hayırlı bir giriş yapmasını bekliyorum. Tabii Volkan‘dan attırdığı goldeki etkili oyununu da...