AK Parti-İran-Kılıçdaroğlu-İsrail
Anayasa değişiklik paketinin yüzde 58 gibi ezici bir çoğunluk tarafından kabul görmesi AK Parti'nin sadece Türkiye'de değil, dışarıda da elini güçlendirdi. Zira, referandumun küçük bir yüzdeyle kabul görmesi ya da mümkünse kabul görmemesi beklentisi içerisindeki Türkiye'deki bazı güçler, AK Parti'ye karşı dışarıda bir kampanya hazırlığı içindeydi.
Aslında dozunun arttırılması konusunun referandum sonrasına bırakılması planlanan bu kampanya daha önce başlatılmıştı. Türkiye'nin eksenin kaydığı, Türkiye'de otoriter bir rejim tehlikesi yaşandığına dair tartışmalar bu kampanyanın bir parçasıydı. Dışarıda Türkiye ile ilgili analizlerde Türkiye'deki laiklerin AK Parti'nin gizli bir gündeme sahip olduğu ve İranlaşma endişesi taşıdıklarına dair yorumlar yapılıyordu. Bu tür analizlerde yapılan yorumlar Türkiye'deki AK Parti karşıtı medya ve partilere dayandırılıyordu. Kampanyaya 'AK Parti biz laikleri korkutuyor” şeklinde mühimmat ve cephane taşıyan Türkiye'deki uzantılarının iddialarını Batılı gazetelerde ise İsrailliler bir çerçeveye oturtuyordu.
İsrailli tarihçi Joshua Teitelbaum bu kampanya çerçevesinde 8 Haziran 2010'da İngiliz The Guardian gazetesinde yayınlanan “Türkiye İsrail'e karşı cihad çağrısı yapıyor” başlıklı makalesinde Erdoğan Hükümeti'nin İslamcı bir gündeme sahip olduğunu ve bu yüzden İsrail'in iyi ilişkiler içinde olduğu TSK mensuplarını kuşkulu bir şekilde Ergenekon üyesi adı altında kanatlarını kırdığını yazmıştı. Teitelbaum daha da ileri giderek Türkiye İsrail arasındaki ilişkileri düzeltebilecek kişinin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu belirtiyordu.
İsrail ve Türkiye'deki uzantılarının referandumdan sonra şiddetini artırmayı planladıkları Teitelbaum'un çerçevesini çizdiği kampanya, referandumumun istenilen sonucu vermemesi nedeniyle sekteye uğradı ama sona ermedi. Referandum sonuçlarının açıklanmasının ardından Batılı gazetelerde Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda önemli adımlar atıldığına dair yorumlar yapıldı. Hatta dört ay önce “Türkiye İsrail'e karşı cihad çağrısı yapıyor” başlıklı makaleyi yayınlayan The Guardian, iki gün önceki "Türkiye'nin sessiz devrimi" başlıklı başyazısında Türkiye'deki AK Parti karşıtlarının “AK Parti'nin İslami gündemi var” iddialarının temelden yoksun olduğuna dair bir makale bile yayınladı ve demokratikleşme konusunda önemli adımlar atıldığını yazdı.
The Guardian ve diğer gazetelerde anayasa değişiklik paketinin övülmesinde yüzde 58'lik çoğunluğun 'Evet' oyunun etkisi var. Eğer 'Evet' oyları yüzde 50'nin bir ya da iki puan üstünde olsaydı büyük ihtimalle AK Parti karşıtlarının görüşlerine haklılık payı verilecekti. Yüzde 58 bu yüzden AK Parti'yi içeride olduğu gibi dışarıda da elini güçlendirdi.
Referandum sonuçlarından sonra Türkiye'nin demokratikleşme çabalarını öven gazeteler olduğu gibi, temeli olmayan iddialar gündeme getirenler de oldu. İngiliz The Daily Telegraph gazetesi dün internet sitesinden “İran'dan AK Parti'ye 25 milyar Dolar” başlıklı bir haber yayınladı. Haberin hiçbir temel dayanağı yok ancak böyle bir haberin referandumun hemen ardından gelmesi, İsrail ve Türkiye'deki destekçilerinin AK Parti'ye karşı başlattıkları kampanyayı sürdüreceklerini gösteriyor. Haberde "İran, Gazze Filosu'na öncülük eden İHH'ya da yardım edecek" ifadeleri de haberin kimden servis edildiği konusunda ipuçları veriyor.
The Daily Telegraph gazetesi Türkiye'nin AB üyeliğine en çok karşı çıkan gazete ve İsrail'e yakınlığıyla biliniyor. Gazetenin “Batılı diplomatlar” diye muğlak bir ifadeye dayandırdığı bu haberin kaynağı, İtalyan Corriere Della Sera'nın geçtiğimiz ay yayınladığı “Türkiye Hizbullah'ı silahlandıracak” haberini servis eden kaynakla muhtemelen aynı. Tabii son haberde Türkiye'deki uzantılarının katkısı unutulmamalı.