Men dakka dukka....
Tarih 11 Kasım 2007 Pazar.. Kayseri Atatürk Stadı önemli bir maça sahne oluyor.. Kayserispor’la Fenerbahçe 2007-2008 sezonunun 12. haftasında karşılaşıyorlar.. 0rta hakem; 0ktay Demiray.. Yardımcıları; Hüseyin Fidan’la Serkan çimen..
Müsabakayı Mehmet Eren’in 43 ve 62. dakikalarda attığı 2 şık golle Kayserispor 2-1 kazanıyor.. Fener’in tek golü ise 17. dakikada Semih’ten geliyor..
0 maçın hakemi 0ktay Demiray son derece berbat bir yönetime imza atıyor.. Yan hakem Serkan çimen ise hakemle kenardan diyalog kurarak olmayan faulleri oldu gibi gösteriyor ve o maçın katledilmesindeki en önemli aktörlerden bir tanesi oluyor..
11. dakikada Edu’nun bir sarı kart görmesi var ki, tek kelimeyle rezalet.. Ardından dakika 28’de top gidip aynı Edu’nun eline çarpıyor (Edu topa değil, top Edu’ya) ama 0ktay Demiray, Serkan çimen’in de uyarılarıyla Edu’nun topa elle müdahale ettiğine hükmediyor ve Edu 2. sarı karttan oyun dışına postalanıyor.. Ve daha bir sürü yanlış kararlar neticesinde maç Kayserispor’un 2-1 galibiyetiyle bitiyor..
Maç bitiyor bitmesine de Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico olsun, Fenerli futbolcular olsun, hakları yenmesine rağmen maç sonunda ne hakeme saldırıyorlar, ne de belden aşağı sözler söylüyorlar..
İlerleyen günlerde hakemin yanlışı o kadar bariz bulunuyor ki, federasyon Edu’nun cezasını haksızlığından dolayı onaylamıyor ve Brezilyalı futbolcu bir hafta sonraki maçta takımındaki yerini alıyor..
Bu maçtan sonra gerek Kayserisporlu futbolcular, gerekse Teknik Direktör Tolunay Kafkas, Menacer Süleyman Hurma ve diğer yöneticiler, “gerçekten yazık oldu, hakem göz göre Fenerbahçe’nin hakkını yedi” tarzında bir konuşma yapmıyorlar.. Acaba yaptılar da ben mi duymadım, bilemiyorum!..
Gelelim önceki geceye.. Tarih 5 Nisan 2007 Cumartesi..
Fenerbahçe ve Kayserispor, Kadıköy’de o maçın rövanşına çıkıyorlar.. Hakem başka bir isim.. Hakan Sivriservi.. Ama yan hakemlerden biri var ki, onu Kayseri’deki müsabakadan tanıyoruz.. 0 isim de, Serkan çimen..
Maç başlıyor.. Kayserispor Fenerbahçe’ye amansız pres uyguluyor.. Chelsea yorgunu Fenerbahçe, Kayseri’nin presini açacak kombinezonlara giremiyor.. 50 gündür sakat olan ve bu maçta forma giyen Roberto Carlos devamlı kademe hatası yapıyor.. Anlaşılan o ki, maça zihnen ve fizikman hazırlanamamış.. Yine de Fenerbahçe ilk 15 dakikada Kayserispor kalesi önünde ciddi gol pozisyonları buluyor.. Ama özellikle İvankov iyi yer tutuyor ve gole izin vermiyor.. Ve 32. dakikada Saidou’yla golü buluyor Kayserispor!.. Ardından da İglesias’la bir gol daha kaçırıyor ki, evlere şenlik!.. Maçın bir anda kopması hiçten bile değil..
Uzatmayalım, ikinci devre başlıyor.. Fener’de yine pek bir hareket yok.. Kayserispor ara sıra kontralarla Fener kalesine iniyor ama netice yok.. Zico önce Kazım’ı, ardından Semih’i alıyor oyuna.. Ama Kayserispor iyi kapanıyor.. Sanki küme düşecek bir takımmış gibi defansa yatıyor..
Dakika 65’te o ana kadar oyunu pek de fena götürmeyen hakem Hakan Sivriservi, Deivid’in kendisini ceza sahası içinde yere bırakmasını penaltı (!) olarak değerlendiriyor.. Ve maçın da tek kelimeyle içine ediyor.. Atışı kullanan Alex, Alex’liğini gösteriyor ve İvankov’a ters köşe yapıyor.. Böylece maça 1-1’lik eşitlik geliyor..
0ndan sonra sinir harbi başlıyor.. Kayserisporlu futbolcular alakasız sakatlık numaralarıyla kendilerini yere bırakıyorlar.. Kaleci İvankov dakikaları resmen çalıyor.. İki takımın futbolcuları birbirlerine 11 Kasım’dan kalan sevgilerini (!) sunuyorlar.. İtişler kakışlar.. Tükürükler, dirsekler, gırla gidiyor..
Maçın sonu geliyor.. Sivriservi, 5 dakikalık uzatmaya hükmediyor.. Nefesler tutuluyor.. Hele Fenerbahçe’nin kullandığı bir “çift vuruş” var ki, heyecan bin beşyüz!.. Ama bir şey çıkmıyor.. Ve uzatmaların son saniyelerinde Kayserispor defansının uzaklaştıramadığı topu Deivid içeri şandelliyor.. Semih gelen topa kafayı vuruyor ve topu İvankov’un solundan kaleye sokuyor.. Fenerbahçe’yi bu golle bir kere daha ipten alıyor, nöbetçi golcü Semih!..
Maçın santrası yapılıyor ve hakem müsabakayı bitiriyor.. Maçı son dakika golüyle kaybeden Kayserisporlu futbolcular hakeme saldırıyorlar.. Penaltıdan sonra Semih’in golünün de “ofsayt” olduğu iddia ediliyor.. özellikle de Teknik Direktör Kafkas’la menacer Hurma, ağıza alınmayacak sözler sarfediyorlar.. Hakeme “aşağılık, sahtekâr, emek hırsızı” gibi sözler söylüyorlar..
Ve Fenerbahçe kötü oynadığı bir maçı “önce hakemin, sonra da şansının yardımıyla” kazanıyor..
Evet değerli okuyucularım; maçın başlarında söylediğim sözleri bir kere daha hatırlatarak yazıyı bitireyim.. Bu, aslında atasözüdür.. “Kendin için istemediğin bir şeyi başkası için de isteme”..
Tolunay Kafkas, Kasım 2007’deki maçtan sonra çıkacaktı ve “hakem hata yaptı, Fenerbahçeli futbolcuyu haksız yere attı” diyecekti.. Demedi ya da diyemedi.. Demediği sürece de başına gelen bu müsibetlerde yandaş bulamaz..
Bu yazdıklarımı beğenen olur, beğenmeyen olabilir.. Ama ben yorumumu “objektif” olarak yaptığıma inanıyorum..
Netice-i kelâm; Hakan Sivriservi gibi yanlış kararlarda direnen hakemleri de, Tolunay Kafkas gibi iğnenin kendisine batırıldığı an zıplayan bencil karakterli teknik direktörleri de reddediyorum..