Avcı olayının zamanlaması ve sonuçları
O rhan Pamuk’un kahramanının kaderi bir kitap okuduğu için değişmişti. Hanefi Avcı’nınki ise bir kitap yazdığı için değişmişe benziyor.
En azından kendisi böyle iddia ediyor. Karşı iddia ise, takipte olduğu için kaderinin değişeceğini zaten biliyordu, o nedenle bu kitabı yazdı.
Sonuçta, telefonun dinlenilmesi ve belgelerin toplanmasının tarihi eski, tutuklanıp cezaevine gönderilmesi ise kitaptan sonra. Bu gelişmenin kaçınılmaz sonuçları olacaktır:
1) Tutuklanmayı cemaate bağlayanlar, “Bak bunların hoşgörü mesajları boş. Eleştiri kabul etmiyorlar” görüşüne destek verecektir.
2) Yargının siyasallaştığı iddiaları güç kazanacak, başta Ergenekon olmak üzere tüm davalar üzerinde tartışma başlayacaktır.
3) Hanefi Avcı’nın tutuklanması ironik bir şekilde en çok Cemaati yaralayacaktır. Çünkü Türkiye’de yargı dahil her kurumu kontrol eden bir canavar gibi sunulması daha fazla olacaktır.
Bu tutuklama, kuşku ve gerilimi artırmaya yarayacaktır.
Bu sakıncaları sıraladıktan sonra, “her şerden bir hayır doğar” mantığıyla hareket edip Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de haklı bir şekilde eleştirdiği “tutuklama” kurumunun gündeme gelmesini sağlayabilir.
Avcı’nın tutuklanması olayında, kaçma şüphesinin olduğu, delilleri karartacağı herhalde iddia edilemez.
Yıllar önce sorguladığı bir sol örgüt mensubuna verdiği hukuki akıl nedeniyle, örgüt üyesi olduğunu düşünmek ise absürddür.
Bu olay, özel mahkemelerin ve Türk Hukuku’nda tutuklama müessesesini gündeme getirirse, yaşananların sakıncaları biraz olsun hafiflemiş olur.