Cevher İlhan

Cevher İlhan

“Medrese ve mescidde defile”ye izin! (2)

“Medrese ve mescidde defile”ye izin! (2)

Mardin Kasımiye Medresesi ve mescidlerinin avlusundaki defile, halkın infiâli ve sivil toplum kuruluşlarının ikazlarına rağmen emr-i vakiyle âdeta dayatıldı.

“Mardin hoşgörüsü”ne sözde “sembol” olarak, haçtan Siyonist yıldıza kadar çeşitli “dinî semboller”le süslenmiş gelinliğin giydirildiği mankenin sahneye çıkarıldığı, şarkılar, danslar ve görsel efektler eşliğinde 30’u kadın 45 mankenin sahnelediği defile, başından beri AKP hükûmetinden destek gördü.

Mardin Halk Eğitim Merkezine bağlı “Cemil İpekçi Atölyesi”nde hazırlanan defile, Vali’den Kültür Bakanı’na kadar yetkililerin - hükûmetin himâyesinde ve THY gibi devlet kurumlarının finansörlüğünde yapıldı. Medrese-mescid avlusunun defile podyumu ve plâtformu haline getirilip “birçok inanışın ve etnik desenlerin yer aldığı gece-gündüz kostümleri gösterimi”ne önayak olundu. Böylece, AKP iktidarının “garip icraatları”na bir yenisi eklendi.

Aslında defilede sahneye yalınayak ve elinde bir mumla çıkan İpekçi’nin yüzyıllarca ibâdethâne ve dinî ilimlerin okutulduğu medresede defileyi, “700 yıllık kültürümüzün simgesi” olarak göstermesi, çarpıklığın ikrarıydı.

Ancak daha da vâhimi, İpekçi’nin “Türkiye’de yirmi günden bu yana Mardin’in konuşulduğunu” söyleyip, “En büyük ibâdetlerden bir tanesi san'at ve sevgidir” sözleriydi.

Ardından bol kahkahalı bir televizyon programına çıkarak, “İnançlarımız kendimize mahsustur” diyen İpekçi’nin, “Budist olup evimde portakal rengi elbise giysem kime ne?”, “Evimde çan çalıp ayin yapsam ne olur?” diye dinî mekânda ezgiler, şarkılar ve danslar eşliğinde defile düzenlemeyi, “san'at özgürlüğü” ve “san'at ibâdettir” yorumuyla savunması, çarpıklığı daha da açığa çıkardı…


HÜKÛMETİN İKİRCİKLİ HALİ

Görünen o ki, insan fıtratına aykırı bir hastalık ve sapkınlık olduğu bilimsel olarak tescil edilen eşcinselliğin “liberalizm ve özgürlük” olarak “cinsel tercih”e indirgendiği, hatta lanse edilip terviç edildiği günümüzde, inanca saygısızlık pervâsızlaşmakta.

Sormak lâzım; kötü emsal olur mu? Vali’nin daha önce bol içkili-danslı dizi film çekimlerinin mescid-medrese avlusunda yapılmasını gerekçe göstermesi, bu çirkinliği meşrûlaştırır mı? Keza İpekçi’nin üstelik Kur’ân-ı Kerim’e isnadla, “hoşgörü” ve “herkesin istediğini yapması” özgürlüğü, dinî mekânda müzikli-danslı defile düzenlemek mi?

Sahi Vali ve Belediye Başkanının izlerken önüne bakmak durumunda kaldığı kadın mankenlerin gösterilerinin mescid ve medreseye yakıştırılması, ne tür bir zihniyetin ürünü?

Doğrusu, bir yandan herkesin ortak mukaddes değeri olan din ve dinî terim ve tâbirler üzerinden sürekli siyaset yapılırken, diğer yandan mescid ve medresede defileye müsaade edilmesi, âdeta turnusol kâğıdı oldu. Haftalar öncesinden iletilen tepkilere kayıtsız kalan iktidarın öteden beri tâkip ettiği ikircikli hali su yüzüne çıkardı.


BAŞKA YER Mİ YOKTU?

Geçen yaz başında -muhalefete mensup belediyenin ruhsatını iptal ettiği- Muğla-Datça’da 175 yataklı Türkiye’nin ilk “çıplaklar oteli”ne gerekli izni veren Kültür ve Turizm Bakanlığı, diyelim ki işin mâhiyetini ve önemini kavrayamadı.

Peki, Kasımiye Medresesi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olduğuna göre, her fırsatta konuşan vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, neden bu rezâlete ses çıkarmadı? Niçin bu tarihî vakıf mekânın mankenlerin podyumu haline getirilmesini engellemedi? Medreseyi Valiliğin kullanımına veren Arınç’a bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü, bu dinî-ilmî mekânın kirlenmesine hangi sâikle müsaade etti?

Keza Medrese içindeki mescidin ait olduğu Mardin Müftülüğü veya Diyanet İşleri Başkanlığı, neden bu işe müdahâle etmedi? Bakanlığın, 700 yıllık medrese ve mescidi re’sen müzeye çevirme yetkisi var mı? “Müze”yse, kadrolu imamın vakit namazlarını kıldırdığı mescidin orada işi ne?

Medreseler ilim-irfan yeridir. Mescidler, gösteri yeri değil, ibâdethânedir. Çok maksatlı oyun-eğlence-gösteri çadırları, tiyatro sahneleri, spor tesisleri, konser salonları, dans pistleri ve defile podyumları değil, dinî mekânlardır. Sanayi ürünlerinin tanıtım-reklâm yeri değildir. Dinî mekânda mankenler giyinik de olsa, tesettür defilesi de olmaz…

Dünyanın hangi ülkesinde dinî mekânda defileye izin verilir? Mâdem bu defile ille de yapılacak; medrese eyvanı ve mescid avlusundan başka yer mi yoktu?

Yazıklar olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cevher İlhan Arşivi