Bir cumhurbaşkanı bile faili meçhul maktulü
Kemal Derviş, BM’ye giderken TBMM’de bir veda konuşması yapmıştı. 1990’ların bir şey yapılmamış boş yıllar olduğunu söylüyordu.
Sayın Derviş’in işaret ettiği ekonomik anlamdaydı.
Tabiatın boşluğu kaldırmaması gibi ekonomi de boşluğa dayanmaz.
Öyle de oldu, olanca dehşetiyle 2001 krizi patlak verdi.
Şimdi anlaşılıyor ki o yıllar, sadece enflasyonun yüzde 70’lerde seyrettiği iktisadi itibarsızlık yılları değildir. Yönetici, yazar, politikacı, aydın.... birçok meşhur isim bu dönemde öldü. Kendileri meşhur, ölümleri meçhul! Kime kadar? Ta Eşref Bitlis’e Turgut Özal’a kadar.
Bizi takip edenler bilir ki bu sütun, bugün tartışılan bu isimleri unutturmamak için her vesileyle ölüm şekillerine dikkat çekti, onların suikastlarla, tertiplerle öldürüldüğünü hatırlattı. Şimdiye kadar ‘faili meçhul denince’ sokakta katledilen sıradan vatandaşlar bilinirdi. Bugün net şekilde anlaşılıyor ki emniyet müdürü, vali, general, yazar, gazeteci ve nihayet Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a kadar pek çok isim de faili meçhul cinayetlerle ortadan kaldırılmıştır.
1970-80 arasında sol-sağ kavgaları, bir anlamda toplu faili meçhuldür. O yıllarda bakan Gün Sazak, başbakan Nihat Erim, gazeteci Abdi İpekçi hep faili meçhullerle öldüler. Eylemlerle kitle kırdırılıyordu, namlularla kişiler. 1980 sonrasında Kürtçülük hareketi başlatıldı. ‘70’lerin Çorum ve Maraş olaylarının devamı Madımak ve Başbağlar vahşetleriyle işlendi.
1990’larda ekonomi çökertilirken aydın kıyımı da yapılıyordu.
Kürtçülük tırmandırılırken 28 Şubat da patlak veriyordu.
Bugün işte sesler, kişiler isimler hepsi ortada. Madımak için de Başbağlar için de boşuna günahlar alınmış. Katiller boşuna başka adreslerde aranmış.
Son 50 senede darbe, cinayet, suikast, sabotaj ne varsa didik didik edilmeli.
Eylemler taranmalı. Katiller bulunmalıdır. Referandumda yüzde 58 çıkması lisanı hâl ile bu ruhsatın verilmesidir. O bahtsız yıllarda sürekli kaos üretilmiştir. Sol-sağ kavgaları, bugünlere dek süren baş örtüsü ayıbı, tesettürlüye reva görülen manevi işkence hep aynı maksadın ürünüdür.
Kim birazcık çözüme yönelse temizlenmiştir.
Kim Kürt ihtilafını ortadan kaldıracak tedbirleri konuşsa susturulmuştur.
Türkiye, 12 Eylül 2010 ile yeni bir döneme girdi. Bu dönem, 2011 seçimleriyle devam edecek, yeni anayasa ile olgunlaşacaktır.
Türkiye yeni yeni Hukuk Devleti oluyor. Bu faili meşhur veya faili meçhullerde katliamdan eyleme, suikasttan sabotaja, hamaldan Cumhurbaşkanına kim, neden ve kim tarafından öldürülmüşse istisnasız hepsinin ortaya çıkartılması lazım.
Karanlık dönem, 27 Mayıs 1960 öncesi 5-6 Eylül olaylarıyla başlamış, 27-28 Nisan talebe nümayişleriyle hazırlık yapılmış, 27 Mayısla kan dökülmüş, sonrasında hızlanarak devam etmiş ve 28 Şubat’ta göz gözü görmez olmuştur.
Şimdi şafak söküyor.
Katiller için de şafak sökmeli.
Başvekili asılmış bir milletin Cumhurbaşkanı bile faili meçhul maktulü.
Bu büyük ayıbın kabulü mümkün mü?
Söken şafakla karanlıkta bir şey kalmasın.
Gerçi içimdeki bir ses, siz daha Sultan Aziz cinayetini gün ışığına çıkartamadınız diyor. Kaygı verici bir hatırlatma.
Havanda su dövülmesinden korkarız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.