Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Onbaşı olabilirlerdi!

Onbaşı olabilirlerdi!

Büyük bir tepki olarak tezgâhlanan 312’lik dava ortaya çıkınca, “hiç tereddüt geçirmedim!” desem, yalan olur.


Elbette onlardan bir kısmı muvazzaf olmasalardı onbaşı olabilirlerdi! Hem de iyi, hatta dört dörtlük onbaşı olabilirlerdi; doğrusu haksızlık etmek istemem!



Onbaşı olmakla, general olmanın şartları çok farklı. (Hatta paşa olmakla general olmanın şartları da farklı; daha sonra onu da bir yazı konusu yaparız, Allahın izni ile.)



Senin benim gibi kura askeri olurlar, eğitim görürler ve pırıl pırıl onbaşılar olarak belli müddet dahilinde hizmet ederler, sonra da terhis olurlar. Hayat böylece devam eder.



Onbaşılığı küçümsemeyin... Ben asla küçümsemem. Eğer profesyonel askerlik yolunu seçselerdi, TSK’nın en tepesine çıkabilecek kıratta onbaşılar çok gelip geçmiştir ordudan.



Bu tercih meselesi. Onbaşı veya çavuş olup, işine gücüne dönmek... Fakat birileri, devletin imkânlarından faydalanıp profesyonel askerlik için yola çıkıyor, askerî okuldan mezun oluyor, çok özel şartlarda yaşıyor. Lojman, kışla, ordu evi üçgeninde (hatta bir ara “ordu pazarı” da vardı) ömrü geçiyor.



Denilebilir ki, askerlik cihetinden böylelerinin onbaşıdan bir çok faikiyeti vardır. Askerliğin ıcığını cıcığını öğrenirler, ilmini kaparlar, disiplin içinde vazife görür ve tecrübe edinirler.



Olabilir. Fakat onbaşıların bütün bunları dengeleyecek bir faikiyetleri vardır. Senin benim gibidirler. Onlarla aynı sokakta oturur, kapı komşusu olursunuz. Hayatın meşakkatini sizin gibi çektiğini görürsünüz. Ve ülkenin geleceği için hayatın içinden çözümler aradıklarını hissedersiniz. Fikirleriniz uyuşmasa da, bu farklılıktan oluşacak uzlaşma zeminini önemsersiniz.



Sizin hiç general bir komşunuz oldu mu? Hayır, oraya kadar gitmeyelim. Bir teğmenle yahut yüzbaşıyla aynı sokakta oturdunuz mu?



Devir eski paşaların devri değil.



Onlar senin benim gibi sokaklarda, mahallelerde yaşarlar, imkanlarını halkla paylaşırlardı. Bazılarının adları bu dünyadan ayrılınca mahallelerine, semtlerine verilirdi. Hangi şehrimizde yok “paşa” isimli yer adı?



Generaller ise, artık diğer subayların arasında dahi yaşamıyor.



Onlar çok özel. En küçüğüne havuzlu villa tahsis ediliyor. Özel makam arabaları, emir subayları, postaları, korumaları şunları bunları.. Bir büyük rütbeden itibaren, helikopterleri oluyor. Daha yukarıda ise tahsisli uçakları...



Türkiye’de hangi bürokratik veya siyasî mevkide böyle bir imkân sözkonusu olabilir?



Elin oğlu, Başbakana tahsis edilen uçağın dedikodusunu yapıyor.



Biliyorsunuz, 312’lik dava sonuçlandı; Yargıtay aşaması sayılmazsa, generaller kazandı!.



Bu arada, millet bizi dava edenler arasında yer alan bazı generalleri yakından tanıdı.



Özellikle o yazıda kastedilen iki komutandan birisini, millet çok yakından tanıdı.



Darbe zemini hazırlamak için cami bombalamak gibi uçuk projeler yapmakla suçlanan, işte o komutandı.



Balyozlar, fırtınalar, boralar vs. vs.



Önce bana kötü gözle bakan bir çok şahıs vardı ki, “meğer sen haklıymışın” demeye başladılar.



Elbette onbaşıları küçümsemiyorum. Onların vatana millete yaptığı hizmeti, o eleştirdiğim üç general yapamaz.



Eleştirdiğimiz, o bir kısım generaller, profesyonellik yerine kura askerliğini seçselerdi elbette onbaşı olurlardı. Düşünün bir: Çetin onbaşı, Aytaç onbaşı..



Bir de tek başına dava açan var, o da Şener onbaşı olurdu.. Şener’in önündeki isim daha uygun aslında: Mehmet onbaşı!



Emin olun bu üç onbaşı vatanımıza milletimize, daha fazla hizmet ederlerdi. İyi askerler olarak görev yapar, terhis olur, ömür boyu askerlik hatırası anlatırlardı. Millet üzerinde irtica operasyonları yapmaz, darbeye kalkışmaz, balyozlar sallamaz, fırtınalar estirmezlerdi.



Ne dersiniz?



Keşke eleştirdiğim üç general, onbaşı olsalardı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi