Kürtçülük bir zamanlar trajik bir olgu idi, şu sıralar iyice komikleşti...

Dün hâlâ 1990’larda yaşadığı anlaşılan “kız”, (o zamanki başkan ona öyle hitab etmişti), gülünç bir numara çekti... Kürtçe konuştu, “Türk milleti” yerine “Türkiye milleti” dedi... Yemini geçersiz sayıldı...

Gelelim doksanların vasatını yok eden gelişmelere. Hükümet sordu: Ey Kürtçüler ne istiyorsunuz? 

“Dilimizi konuşmak, kültürümüz yaşatmak, gazete çıkarmak, televizyon yayını yapmak, ana dilimizle eğitim görmek... Bir de sıkıyönetim, olağanüstü hal kalksın...

Bunların hepsi yapıldı. İstediğin kadar Kürtçe konuş. Zaten dünkü “dana” pardon “zana” da konuştu. Ne oldu? Hiç. 

Kürtçe konuşuluyor, yazılıyor, kitaplar, dergiler, gazeteler, televizyonlar yayın yapıyor. Ne kadar ilgi görüyor? Kürtçe öğretime rağbet yok... Çünkü vatandaş çocuğunun bu ülkede herkesin dili olan Türkçe öğretim görmesini istiyor. 

Sadece bu Türkiye’de mi böyle? 

Kerkük’te Türkmenler için Türkçe okullar açılıyor. Kürtlerden de bu okullarda çocuğunu okutmak için ciddi talep var!

Gelelim Dana/Zana’ya...

Birkaç aydır memleketin bazı illerinin, ilçelerinin kenar mahallerinde çukurlar kazılıyor, demokratik özerklik ilan ediliyor...

Bu kadar komik bir şey olabilir mi? 

Mesele ne taraftan baksan komik, onu trajik hale getiren bunun silahla desteklenmesi. Tamam kardeşim, kaz çukurları, çukurların ve barikatların arkasında özünü yönet!

Hem de HDP’li belediyelerin sınırları içinde. Eğer bu HDP’li belediye başkanlarını güldürmüyorsa, adamların gülünçlük hakkında bir kanaatleri yok demektir. 

Kardeşlik hukuku neyi gerektirir? 

Önce kardeşini kurtarmak… Gel bakalım kardeşim, demokratik özerkliği Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de... ilan et!

İlle de siz mi kurtulacaksanız, biraz da biz kurtulalım, özümüzü yönetelim!

Yahu böyle saçmalık olabilir mi? “Demokratik özerkim; elektrikleri kestim, suyu kapattım, gaza boş verdim!”

Hah hah hah! Buna bölgenin itleri bile kıçıyla gülüyor. 

Zana’nın Farsça dana (dânâ)dan geldiğini bilen biliyor. 

Dânâ bilen, bilgili demek. Bu hatunun neyi bildiğini merak eden var mı? 

14 yaşında evlendirilmiş!

Şimdi partisi buna “çocuk evliliği” diye karşı çıkıyor. Evlendiğinde okuma yazması yok. Bir yerlerden ilk, orta, lise diploması tedarik edilmiş. Neyse ki yüksek öğretime heves etmemiş. Etse de o kadarı da olmaz!

Bunun “dânâ”lık şansı yok, fakat “dana”lık mümkün!

Gelelim “Türkiye milleti” komedisine!

Dana Bayan! Türkiye ahalisi, halkı olur. Fakat “Türkiye milleti” olmaz! Nasıl Almanya milleti, Fransa milleti, Rusya milleti olmuyorsa...

Şimdi yemin etmedi ya... Her türlü özlük haklarından yararlanacak, Meclis çalışmalarına katılamayacakmış. Canına minnet. Bundan önceki dönemde Meclis çalışmalarına katılmış mıydı ki? 

Bir atımlık barutu vardı, o da nem almış, patlamadı fosladı!