Bırakın çözsün
Sayın Kılıçdaroğlu başörtüsünü çözecekmiş.
Ama nasıl çözme?
Fransız usûlü mu?
İngiliz usûlü mü?
Amerikan usûlü mü?
Müslüman usûlü mü?
Tavşan kulak, yok önden yarım açık.
Yok şapka!
Simge, türban, başörtü...
Kısaca söyleyeyim:
Müslüman’ın örtüsü elbetteki simge, açıkların da açıklığı simge.
Aksini düşünmenin anlamı var mı?
Kapalı simge açık simgeye baskı yapıyorsa, açık simge kapalı simgeye baskı yapmıyor mu? Yoksa okulların kapılarında yapılanlar, açıkların kapalılara baskısı değil mi?
Başörtülü öğrenci size ne sormuştu?
“Ne yapmak istediğini açık ve net söyle. Sorunu çöz, oyumu sana vereyim.”
Sen ne cevap verdin?
“Önce oyunu ver, sonra görürsün, çözer miyim, çözmez miyim?”
Malum şu karga ile tilki hikayesi.
Tilki, karganın ağzındaki peyniri kapmak için formül bulmuş.
“Sesin çok güzel, bir şarkı söyle de dinleyip mest olayım.”
İltifat olunca karga bayılmış.
Şarkı söylemek için ağzını açınca peynir düşmesin mi...
Peyniri kapan tilkinin uzaklaşırken söyledikleri önemli:
“Bir daha parlak sözlere kanıp da peynirini kaptırma.”
Sözün özü...
Bu halk CHP’ye güvenmediğinden Kılıçdaroğlu’nun “ver de görürsün” demesine inanmıyor. Veririz yine bildiğini yaparsın.
Yerleştin mi işler değişir.
Demirel gibi olur.
“Dün dündür, bugün bugündür.”
Sayın Kılıçdaroğlu, başörtüsü olayında ciddi iseniz ben size yol göstereyim.
Üç cümlelik bir taslak hazırlayın ve de meclise hemen sunun.
Deyin ki:
Hiç kimse kıyafeti sebebiyle eğitim haklarından mahrum bırakılamaz, çalışma hürriyeti engellenemez, kamusal alanlardan yasaklanamaz.
Hepsi bu kadar...
CHP iktidara yürümek istiyorsa, işte formülü.
Yapacaksın halk görecek.
Değilse, bu halk karga olmaktan çoktan çıktı.
Vaatlere kolayına kanmaz.
Ağzını da açmaz
Şarkı da söylemez...
Peynirini de kaptırmaz.
Haberin olsun.
Boşuna nefes tüketme.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.