Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Kimsin sen?

Kimsin sen?

“Bu mevzu ve bu pervasız tavır, şöhretsiz birini aşar. Kimsin sen?”
“312 davası”nın konularından biri de buydu.
Yazarın kimliği...
Daha önce duyulmamış bir isim, kitabın ortasından konuşuyor ve söylenmesi gerekeni eğip bükmeden, net bir şekilde söylüyor.
Bu ne cür’et, bu ne cesaret!
Bu ne şehamet, bu ne celadet!
Üstelik bu mevzularda “şerbetli” olanlardan, dokunulmazlardan da değil! Böyle doğrudan ifadeleri solculuğu, liberalliği tescilli olanlar kullanabilir ancak.
Onlara biz kızsak bile, yargıçlar gereken müsamahayı gösterir. Geçinip gideriz!
Sen ne solcusun, ne liberal. Ne de büyük bir şöhretin var... Neyine güveniyorsun?
Evet, bunlar düşünüldü ve kısmen dile getirildi. Bu yüzden meşhur yazar arayışına girildi. O sırada gazetede yazanlardan her biri böyle bir yazı yazabilirdi. Dilipak, Karakoç, Karakaya, Karahasanoğlu... Eraslan...
Sansasyona müsait olan, ekmek çıkarılabilecek olan, o sıralar Doğan’dı. Ona yüklendiler.
Ben kim miyim peki?
“Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend (mert, yiğit) olan mazluma el çekmez ianetten (yardımdan) Muini (yardımcısı) zalimin dünyada erbab-ı denaettir (alçaklardır).
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa (insafsız avcıya) hizmetten”
.. diyen Namık Kemal’im! Yani düşünce nesrimizi parlatan bu vatan şairimiz bugün yaşasaydı, bizim yazdıklarımızı yazardı. Belki de daha okkalısını yazardı!
Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
Biz öyle yüce tabiatlılarız ki; hamiyet (mukaddesleri koruma) meydanında bize mezar toprağı, yerin altı; alçaklık toprağından, yerin üstünden daha az kötü gelir. Basın tarihimizde, düşünce tarihimizde çok baba örnekler var. Namık Kemal’i beğenmediyseniz,
Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa,
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır
.. diyen Tevfik Fikret’iz.
Ama hiçbir şairimiz, yazarımız Mehmet Âkif kadar doğrudan ve net konuşmamıştır. Hepimiz sussak o konuşur:
Zulmü alkışlayamam, zâlimi aslâ sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem...
Elbette Akif tabiatlıyız, onun tarif ettiği “Asımın nesli”nden olmaya çalışan biriyiz. Adımız da bunun hücceti!
Süleyman Nazif’iz, Nizamettin Nazif’iz (deli Nizam!), isyanın ahlâkî bir değer olduğunu söyleyen Nurettin Topçu’yuz, öz vatanında paryalığa başkaldıran Necip Fazıl’ız...
Onların varisiyiz. Kalemimizi onlardan devraldık. Sözümüzü onlar gibi pervasız söylemeye ahdettik. Yani akdimiz var! O yüzden Yeni Akit’teyiz!


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi