Pelin Batu'nun neredeyse elime doğmuş olduğunu söyleyebilirim. İnal Batu dostumun KKTC büyükelçiliği yıllarında bütün aileyle sık sık birlikte bulunur, cin gibi küçük kızı ilgiyle izlerdim.
Büyüyünce ele avuca sığmayacağı belliydi. Büyüdü. Ele değil, davranış kalıplarımızın hiçbirine sığmıyor. Ekranda bir kitap tartışılırken metninde geçen "pezevenk" sözcüğünü telaffuz ettiği için kıyamet koptu. Yasak ihlali soruşturmaları, ihtar olasılıkları, tartışmalar gırla gidiyor. Çok güldüm.
Merak da ettim, uzmanlar indinde ne denli ayıp sayıldığını görmek için allame bilgisayarımın "Eş Anlamlılar" dağarcığına baktım. Tek bilgi şuydu: sözcüğün Ermenicedeki Türkçe kaynaklı karşılığı "pozavak" imiş!
Türk Dil Kurumu'nun sözlüğü ise bilgi zenginiydi: "dümbük, godoş, muhabbet tellalı, kavat, astik, dasnik." Ötekileri bilirdim de, astik ile dasnikten haberim yoktu. Bu yaşta öğreneceklerim varmış yürekli kızımız Pelin sayesinde.
Niçin güldüğüme gelince... Nedir kuzum bizdeki bu sözcük korkusu? Bir şeyi yaparken hiç utanmayıp adı anılınca dehşete kapılma huyumuz... Sabah akşam un mıncıklayan fırın işçileri hamur lafı etmeyi ayıp saysalar tuhafınıza gitmez mi?
Yarı ömrümüz seks düşünmekle, seks yasaklamakla, seks yasaklarını aşmakla, şu ya da bu yoldan seks mıncıklamakla geçmekte. O alandaki kompleks ve saplantı kökenli tecavüzler, cinayetler, envai çeşit rezillikler paçalardan akıyor. Ama fuhuş furyasında, kibarca konuşurken fahişe yerine orospu diyen çam devirmiş oluyor. Tatlı Pelin skandala yol açıyor bir kitaptaki sözcüğü tekrarlayınca.
***

Tabularımız lafta kalmayıp psikolojimizi etkileyince ortaya çıkan durumlar daha da komik.
Bursalı koskoca doçent mimar bey komşusunu ziyarete gitmiş, alacak tahsiline. Şikâyet dilekçesinde ileri sürdüğüne göre, adamın ona ikram ettiği içeceğe ilaç katılması yüzünden bayılmış. Ayılınca bir de bakmış ki tanımadığı bir çıplak kadınla yatakta. Üstelik görüntü fotoğraflarla kayda geçirilmiş. Tehdit müthiş: "Boyun eğmezsen fotoları yayarım!"
Şantaj karşısında alacakların üstüne bir bardak soğuk su içildiği gibi, 250'şer binlik iki ödemeyle 500 bin toka edilmiş görüntü kamuoyuna yansımasın diye. İki ev satılmış. Ancak komşu doymamış, 350 bin daha istemiş. Şantaj kurbanı ona güç yetiremeyince dilekçe vermeyi akıl etmiş.
Foto yayınından niçin o kadar korkmuş acaba? Bir yatakta bir sıpayla görüntülenmiş olsa hadi neyse. Ama kadınla "yakalanmak" çok mu büyük felakettir?
Anlamakta zorlandığım değer yargılarımızın yol açtığı kimi duygu kargaşaları komik değil, acıklı oluyor. Pelin gibi Arda Turan'ı da seviyorum. Değerli, şirin, iyi yürekli bir genç. Geçen gün ağladı ekranda. Bayağı üzüldüm.
Neymiş? Spor yorumcularından biri "Fazla seks yaptığı için sakatlandı" demiş!
Bir kere, üstünde durulmayacak kadar cahilce bir laf bu. Zararlı olacak kadar "fazla seks" mümkün değildir. O noktaya gelmeden önce seks imkânsızlaşır.
Hadi biri öyle zırvaladı. Dert mi? Arda'ya sesleneyim buradan: Ağlayacak ne var be oğlum? Başkalarına zarar vermedikçe, sevişmek doğanın insana bağışladığı en güzel, en helal nimetlerden biridir. Sen delikanlısın. O konuda ölçü kaçırdığını söyleyene "Darısı başına" de, gül geç!
***

Ajansların da dün geçtiği Kaliforniya kaynaklı haber öyle konularda bizim genel tutumumuzun tam karşıtı seçenekler bulunduğunu gösteriyor.
Bir evden eğlence gürültüleri gelince komşular şikâyet etmiş. Durumu incelemeye gönderilen polis memuru havuzda üç çıplak kadın görmüş, soyunup suya girmiş. Derken kadınlardan birinin kocası havuz kenarına gelmez mi...
Bakmış ki üryan karısının yanında Adem Baba kılıklı bir herif. Yerde, onun giysileri. Ve silahı!
Bizde olsa işin gerisi nasıl gelir dersiniz? Öfkeli koca en azından tabancayı alıp havuzdaki zamparayı tehdit eder, belki havaya kurşun sıkar. Amerikalı koca öyle yapmamış. Cep telefonunun kamerasıyla durumu görüntülemiş, apar topar giyinip sıvışan memurun görev kusurunu amirlerine duyurmuş.
Hangi sonucu tercih edersiniz? Komedi kandan, kahkaha diş gıcırtısından daha iyi değil mi?