Kadın eşitliği
DÜNYA Ekonomik Forumu’nun “Küresel Cinsiyet Eşitliği 2009” raporu açıklandı. Türkiye dört yıl içinde 105. sıradan 129. sıraya düşmüş!
Bunun bir izahı, AKP iktidarının adım adım yaptığı gizli şeriatçı uygulamalar yüzünden kadının durumunun daha kötüye gittiğidir!
Ama başka bir izah daha var: Türban yasağı olmayan İslam ülkelerinde kadının durumu bizden daha iyi olduğuna göre, türban yasağı yüzünden Türkiye’de kadının durumunun daha da kötüleştiği!..
Bu iki izah da yanlıştır. Ayrıntılara bakmadan yapılan bu tür gelişigüzel genellemeler daima yanlıştır!
Hatta Oktay Ekşi’nin bu durumu “1950’den beri Türkiye’yi sağ muhafazakâr iktidarlar yönetiyor” diye izah etmesi de gerçekçilikten uzaktır.
Niye 129. sıradayız?
Dün raporu internette inceledim. Kadın eşitliği açısından Türkiye sağlıkta son derece başarılı, eğitimde epey başarılı gözüküyor.
Milli Eğitim istatistiklerini inceleyenler de görecektir ki, “sağ muhafazakâr iktidarlar” eğitime önem vermiş, hele de son yedi yılda eğitim harcamaları tarihimizin en yüksek oranları düzeyine çıkmıştır.
Türkiye’yi 129. sıra gibi utanılası bir düzeye çeken iki faktör var: Parlamento ve yüksek bürokrasi gibi politik makamlarda ve ekonomik faaliyetlerde kadının az oluşu...
Bürokrasi ve iş hayatında başı açık kadınlar da çok az olduğuna göre, bu genel durumu “türban yasağı yüzünden” diye izah etmek de yanlıştır.
Türban bir hak ve özgürlük meselesidir; türbanın kamusal hayatta serbest olması, sıramızı çok yukarıya çekecek oranda etkili olmaz.
İran, Suriye ve Suudi Arabistan’ın yine aşağılarda ama bize göre yukarıda olmalarının da sebepleri ‘genel’ değil, ‘sektörel’dir: Suudi Arabistan’da kadının durumunun Türkiye’den iyi olması hayal bile edilemez, biraz yüksek olmasının sebebi, petrol geliriyle sağlanan yüksek eğitimdir sadece.
Suriye’de kadının ekonomik hayata katılımı bizden iyi; o yüzden biraz yukarılarda.
İstatistiksel mi sosyolojik mi?
Dünya Ekonomik Forumu’nun daha düzgün sıralama yapması için mesela “kadının özgürlüğü” falan gibi ‘kalitatif’ verileri de hesaba katması lazımdır. Bunu yapmadığından, Forum’un sıralamasında Türkiye’de kadının durumunun dört yılda 105. sıradan 129. sıraya düşmesi, sırf “istatistiksel” bir durumdur, sosyolojik gerçeği yansıtmaz!
Zaten dört yılda sosyolojik trendler bu kadar hızla değişmez.
TBMM’de yirmi tane, otuz tane daha kadın vekilimiz olsaydı, Türkiye’nin sırası yukarıya çıkardı! Bir tek “istatistiksel” gösterge, genel “istatistiksel” ortalamayı böylesine etkileyebilir ama toplumsal realiteyi aynı şekilde temsil etmez.
Bizde kadın sorununda iki temel faktör var:
* Eğitim ve şehirleşmede tarihsel olarak gecikmiş olmamız ve bu yüzden ‘töre’lerin yeterince aşılamamış olması... Tabii bilhassa Doğu ve Güneydoğu’da...
* Bir diğer faktör kültüreldir. Ali Çarkoğlu ve Ersin Kalaycıoğlu’nun araştırmasında görüldüğü gibi, “annesi ev kadını olsun ama kızımız okusun, iş güç sahibi olsun” anlayışı orta sınıflarda da yaygındır. Ama kız çocuğu hakkındaki bu açık fikirli bakış, Türkiye’deki olumlu değişimin belgelerinden biridir.
En kolay atılacak adım Meclis’te ve yüksek bürokraside daha çok kadın olmasını sağlamaktır. Bunu da yapalım artık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.