Serdar Arseven

Serdar Arseven

“PKK” Bar!..

“PKK” Bar!..

Antalya Akdeniz üniversitesi’ndeki “tezgâhın” boyutlarını yerinde tespit etmek için buralardayız…
Henüz birkaç saat oldu.
Bu zaman zarfı içinde, üniversitedeki “ideolojik kavganın” taraflarından bir bölümüyle görüşme imkânımız oldu.
Biraz sonra üniversite sorumlularıyla bir araya geleceğiz.
Bizim mesleği uzun süre icra ettiğinizde, olayları masa başından değil de yerinden izlemeyi “ilke” edindiğinizde, etrafa bir baktığınızda ya da havayı şöyle bir kokladığınızda birtakım yargılara ulaşıyorsunuz.
Bunlar, devam edip giden çalışmalarınız boyunca tekrar tekrar test edilmeye muhtaç yargılarsa da; rahatlıkla ifade edebilirim ki, pek yanılmıyorsunuz.
Akdeniz üniversitesi’nin çevresinde ve kampusundaki birkaç diyalogdan sonra, öğrencileri çepeçevre saran “tehdidin farkına varıyorsunuz!..”
Neyse…
Dedik ya:
Gün boyunca görüşmelerimiz olacak.
Sağcının, solcunun; dindarın, dinsizin söylediklerine, geçmişten bugüne uzanan ve tehlikeyi adeta haber veren olaylar zincirini ekleyelim…
Rektör, Emniyet ne yapmış; İstihbarat nasıl çalışmış…
Hepsini, kısmetse yansıtmış olalım.
Bugün,
Kampus dışında olmakla birlikte, üniversitedeki “olayları” da önemli ölçüde şekillendiren bir mevzua dikkat çekmek istiyorum.
Malûm, Antalya turistik bir bölge.
Buralarda alkol, fuhuş, uyuşturucu ticaretinin almış yürümüş olduğunu dile getirmenin bir manası yok.
Bilinen bir şey…
Lâkin kamuoyunun pek bilmediği ya da fazlaca dikkat etmediği bir nokta var:
Buralarda, bu işler “ideolojik” bir mahiyet arz etmekte.
Açıkça ifade edeyim:
Turizm filan kalmamış…
Kaleiçi, barlar sokağı taraflarına bakıyoruz…
Buralarda, “bar” sektörünü büyük ölçüde “PKK” ele geçirmiş!..
Sanılanın ya da iddia edilenin aksine,
Türkiye’nin “İslâm”a filan yöneldiği yok…
AK Parti’nin iktidara gelişi böyle bir yolun açılmasına vesile veya sebep olmadı!..
Ve yine şunu açıkça ifade etmek gerekiyor ki:
AK Parti, alkollü içki sektörüne karşı savaş mavaş açmadı.
Yok böyle bir şey…
Antalya bariz örnek:
AK Partili Belediye Başkanı, bar ruhsatları konusunda herhangi bir zorluk çıkartmış değil…
Aksine,
Son beş yılda, bar sayısı en az ikiye katlanmış…
Bu konuda bir siyasi partinin çalışması var:
Son beş yılda kaç bar ruhsatı verildiği ayrıntılı olarak ortaya konulacak, hayırlı çalışma!..
Efendim…
Mevzuu dağıtmış olmayalım.
Dedik ya, Antalya turistik bölge.
“Alkol araştırmasının” bir manası yok.
Lâkin sektörün “ideolojik kuşatma altında” olması bir güvenlik sorunu…
İşini kendi kuralları içinde ifa etmeye çalışan “esnaf” yavaş yavaş “mesleği” terk ederken, “PKK bağlantılı yeni esnaf”ın alkol sektörünü ve tabii buna paralel olarak uyuşturucu ve fuhuş sektörünü ele geçirişinden bahsediyor, kimle konuşsanız…
Konuşmaya gerek yok.
Bu bölgelerde bir tur attığınızda, muhabbete girdiğinizde, “ideolojik vurguyu” anında tespit ediyorsunuz.
Kurduğumuz temaslar gösteriyor ki, Emniyet de bu konuda birtakım bilgilere sahip!..
Tabii,
PKK’lılar, en azından “PKK’nın terör örgütü olduğunu” kabullenmeyenler burada da maalesef önemli bir güç odağı.
Efendim…
Son seçimlerde 14 bin oy çıkartmış partinin “bağımsız adayı”…
Az mı?..
çok...
Ne kadar mı çok?..
Şu kadar çok:
Son seçimlere,
Antalya’dan 19 bağımsız vekil adayı katıldı.
Bunların, 18’inin toplam oyu 2 bin 54 iken…
Tek aday;
“PKK’nın terör örgütü olduğunu kabul etmeyen” aday; 14 bin oy aldı…
Bir başka ifadeyle tek başına, diğerlerinin tamamının 7 katına ulaştı!..
Bir de şu var:
Seçime giren yedi parti, bu “adaydan” daha az oy aldı…
“PKK’ya terör örgütü demeyen”i sadece beş parti geçebildi…
Evet efendim;
Burası Antalya, bar sektörü gittikçe daha ideolojik bir hâl alıyor...
Ve bazı medya gruplarının laiklik ilkesinin ayaklarından biri olarak fena hâlde sahip çıktıkları ve hatta yasalara aykırı olarak reklâmını yaptıkları “ayyaşlık”, ülkenin bölünmeye sürüklenişinin de simgelerinden birisi hâline geliyor…
“İçki bütün kötülüklerin anası!..”
Ve galiba;
Uygulamadaki şekliyle laiklik de, bütün kötülüklerin büyük annesi!..
Antalya’da bunu gördük.
Ne yazık ki,
Buradaki “bar” gerçeği…
Yani, barların ideolojikleşmesi, üniversiteyi de fena hâlde etkiliyor…
Nasıl mı?..
Yazarız, kısmetse…


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi