Bu sözde asla hilaf yok! Son HSYK seçimleri bir defa daha apaçık gösterdi! “Cumhuriyet”le “seçim” bir araya gelirse, cumhuriyet fena halde bozulur! Bunu cumhuriyetin kurucuları çok iyi biliyorlardı. Bu yüzden halkı seçimle filan hiç oyalamadılar.
Ne yaptılar peki? Hani inkılap tarihi kitaplarında her dört yılda bir yapılan “seçim”lerden bahsedilmiyor mu? Atatürk’ün bilmem kaçıncı defa cumhurbaşkanı seçildiği yazılmıyor mu? Hatta kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiği yalan mı?
O “seçim”e can kurban can! İşte o seçimler “cumhuriyetçi seçim”!
Her şey cumhuriyete giden ilk seçimin nasıl yapıldığında gizli. Büyük Millet Meclisi, Millî Mücadeleyi başarmış, İngiltere ve müttefikleriyle Lozan’da masaya oturulmuş.
Hani denir ya, “cephede kazanıp masada kaybediyoruz” diye.
Millî Mücadele Meclis’i masada kaybetmemek için teyakkuz halindeymiş. Lozan’ı şiddetle eleştirmiş bu yüzden. Öyle anlaşılmış ki bu Meclis’ten Lozan anlaşmasını geçirmek mümkün değil.
Paşa Meclis’i feshetmiş. Haydi yeni seçimlere!
Nasıl seçimler? O zaman halk doğrudan seçim sandığına gidemiyor. İkinci seçmenler var. Onlar da şehirlerin eşrafı, bürokratları vs. Gazi Paşa, bu ikinci seçmenlere Müdafaa-yı Hukuk Grubu Reisi sıfatıyla bir yazı göndermiş. Ekinde de bir yemin metni var: “Sizin göstereceğiniz adaylara rey vereceğim, vallahi”, mealinde.
İkinci seçmenler bu yemin metnini imzalayıp göndermişler. Bu yüzden 2. Meclis’e bu liste dışından bir tek isim girebilmiş: Gümüşhaneli Zeki Kadirbeyoğlu! (Onun başına gelenler başka bir yazı konusu).
Ne âlâ Meclis değil mi?
İşte bu Meclis cumhuriyeti ilan etti. Gerçi, cumhuriyetin ilan edildiği gün Meclis’te neredeyse milletvekillerinin yarısı yoktu ama, mühim değil!
Cumhuriyeti ilan ettik! Daha önce çok parti tecrübesi yaşamış Osmanlı’dan cumhuriyete geçtik. Milli Mücadele’nin önde gelen isimleri, başta Kazım Karabekir olmak üzere, cumhuriyeti demokrasi ile sürdürmek için bir parti kurdular: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası. Bu partinin akıbetini biliyorsunuz. “İrtica”dan kapatıldı! Kurucuları takibe alındı. Bir kısmı yurtdışına gitmek zorunda kaldı...
Evet azizler! Seçim cumhuriyeti bozar! Bunu cumhuriyetin kurucuları bildiği için, ilk muhalif partiyi derakap kapatıp kısa yoldan meseleyi hallettiler.
Sene 1930. Memleket açlık ve sefaletle boğuşuyor. Halk çaresiz. Her türlü muhalefet yasak ama, feryat ve figanlar göklere yükseliyor.
Gazi Paşa, en yakın arkadaşına danışıklı bir muhalif parti kurdurarak zemin yokluyor! Sonuç felaket! Fethi Bey İzmir’de onbinler tarafından “kurtar bizi” diye karşılanıyor! Kimden? Kurtarıcılardan!
Fethi Bey, acele partisini feshediyor! Atatürk’ün bir daha çok partili Türkiye istediğine dair bir belirti yok.
İsmet Paşa neden çok partili hayata geçmek hatasını yaptı peki?.. 2. Dünya harbinden sonra dünya hakimiyeti kesinleşen ABD’nin zoruyla!
Seçim Türkiye’yi bozdu! İlk serbest seçimde millet, o güne kadar kendi kendini seçen oligarşinin biletini kesti.
Aslında HSYK bundan önce nasıl seçiliyorsa, cumhuriyetin tek parti döneminde de seçimler öyle idi. Sen beni seç, ben seni seçeyim!
Gazi Paşa bir defa seçildi, sonra milletvekillerini seçti, onlar da onu seçti! Bu böyle devam etti!
Cumhuriyet seçimle olmaz, asla olmaz azizim!