Küfürbazların son sığınağı Cumhuriyet mi?
“Ekşi” Oktay’la ilgili güzellemeler, ağırlamalar, uğurlamalar faslı başladı. Ertuğrul “Özköşk” beni mahcup etmedi... İlk güzellemeyi tahmin ettiğim gibi o yazdı. Özeti: “Oktay ağabey öyle ağzı bozuk bir adam değildi... Hesna idi, müstesna idi!”
Oktay Ekşi’nin ağzının bozuk olup olmadığı ayrı bir bahis; daha doğrusu ayrı bir bahis değil, ağzının ne durumda olduğuna dair çok sayıda örnek bulunabilir. Buna rağmen ona “ağzı bozuk değil” demek de mümkün müdür?
Gazeteniz Hürriyet’se, mümkündür!
Ekşi’nin ağız bozukluğunu arka plana iten yazarlar Hürriyet’de çok sayıda bulunduğu zamanlar ona fazla iş düşmüyordu. Böylece “müeddeb”i oynayabiliyordu.
Oktay Bey ağzını fazla bozmazdı, çünkü, bu gazetede adeta ağzından tersleyen yazarlar vardı.
Şimdi yok mu? Eskisi kadar değil.
Kim vardı?
Mesela emniyetsiz Emin!
Türk basınında ağız bozukluğu mevzuunda eline çok az şahsiyetin su dökebildiği bir muzahrafat kutusu idi.
Kimlere ne hakaretler etmedi... Bütün ağır küfür işlerini ona havale ettiler. İş çığırından çıkınca biletini kesip yolladılar! “Kovuldum ey halkım” felan diye kitaplar yazdı. Sonunda kapağı Sözcü’ye attı.
Oradan gelen sinileme seslerinin ne kadarının ona ait olduğunu isteyen araştırır.
Emin yalnız değildi Hürriyet’te. İt babası Bekir’in işi de buydu. O küfürbazlık alanını genişletmişti. Kişilere değil, halka sövüyordu.
Bir süre sonra Bekir’e de yol göründü.
Günahı boynuna büyük paralarla Haber –Türk’e transfer olduğu söylendi.
Bir süre orada vazifesine devam etti.
Sonra oradan da postaladılar.
Artık devir değişmişti. Küfürbazlık prim yapmıyordu.
Cumhuriyetin başından bu yana halka sövme şampiyonu gazeteciler sıralaması yapılsa, bir hayli isim bu listeye girer.
Emin ve Bekir de listede iyi bir yer bulur. Bu liste Özdil’siz de olmaz.
Cumhuriyeti güzel sözle, iyi davranışla, adaletle ayakta tutmak yerine, küfürle, hakaretle, adaletsizlik örneği “hukuk” kararları ile yaşatma devri sona erdi.
Cumhuriyet halka mal oldukça, cumhuriyet cumhuriyetçilerden kurtuldukça üslup normalleşti. Fakat bunu hâlâ idrak edemeyenler var.
Yukarıda ismi geçenler bunlardan. Ekşi, eskiden gazetesinde böyle yazarları mebzul olarak bulunduğu için yunmuş, yıkanmış görünüyordu. Şimdi böyle görünmesi mümkün değil!
Yönetim sistemi olarak cumhuriyet cumhurun malı oldu ama, gazete Cumhuriyet asla cumhurun malı olmadı. Bir zamanlar yönetim sistemi cumhuriyetle gazete Cumhuriyet’i özdeş görenler vardı. İki cumhuriyetin yolları şimdi kesin olarak ayrıldı.
Yönetim olarak cumhuriyet halkına iyi davranarak, adaletle muamele ederek kendini kabul ettirmeye yönelirken, gazete olan Cumhuriyet değişmezliğini koruyor.
Bu yüzden cumhuriyet namına halka küfredenler sonunda oraya sığınıyor.
Bekir de oraya kapağı atmış. Hem de Hacıbektaş gömülüsünün, “İlhan abi”nin yerine!
Bakalım oradan nasıl sesler çıkaracak!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.